Karşılaşma Anında Musafaha, Sarılma ve Saygıya Yönelik
Benzeri Şeyler |
8540- Katade der ki:
Enes'e: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında musafaha
yapılır mıydı?" diye sorduğumda: "Evet!" dedi. Hasan da musafaha
yapardı.
İsnadı sahihtir.
İbn Abdan rivayet
ederken: "Enes de, Hasan da musafaha yapardı" eklemesini yapar.
Buhari, Sahih'de Amr b.
Asım kanalıyla Hemmam'dan rivayet etti. - Buhari, istizan (7/135-136).
8541- Katade der ki:
Enes'e: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabı musafaha yapar
mıydı?" diye sorduğumda: "Evet!" dedi.
Tahric: İsnadı hasen
olan sahih bir hadistir. Tirmizi 5/75 (2729).
8542- Katade der ki:
İyas b. Beyhes, Enes'e: "Yolculuktan gelen kardeşiyle musafaha yapan
(tokalaşan) kişi hakkında ne dersin?" diye sorduğumda: "Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabı musafaha yapardı" dedi.
İsnadı hasendir.
8543- Enes'in
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Allah için birbirini seven iki kul karşılaştıklarında
musafaha yapıp peygambere (bana) salavat getirdiklerinde birbirlerinden
ayrılmadan geçmiş ve gelecek günahları bağışlanır. ''
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (3/969), Ebu Ya'la, Müsned 5/334 (2960),
İbnu'sSünni, Amelu'l-yevm ve'l-leyle (194) ve Buhari, Tarih (2/1/252) Bak:
Zehebi, Mizan (2/45) ve İbn Hacer, el-Lisan (2/426).
8544- Enes'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
''Birbirini (Allah için) seven iki kişi karşılaştığında musafaha yaptığında her
ikisinin de günahları ağaçların yapraklarının dökülüşü gibi dökülür. ''
Tahric: İsnadı
çakzayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (3/969).
8545- Enes'in
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "iki müslüman karşılaşıp biri diğerinin elini alıp
tokalaştığı zaman Yüce Allah onlarınedeceği duaya icabet eder ve henüz
birbirlerinden ayrılmadan onları bağışlar."
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Ya/la, Müsned 7/165-166 (4139), Bezzar, Müsned (2/419-420), Ahmed,Müsned
(3/142) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/173).
8546- Abdurrahman b.
el-Esved der ki: "Elle tokalaşmak selamlaşmayı tamamlayan
unsurlardandır."
Başka bir kanalla merfu
olarak da rivayet edilmiştir .
Tahric: İsnadı hasendir.
İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/432), İbn Asakir, Tarihu Dimaşk (17/274) ve İbn
Ebild-Dünya, İhvan (119).
8547- Ebu Umame'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Kişinin elini hastanın üzerine koyup nasıl olduğunu sorması
hasta ziyaretini tamamlayan unsurlardandır. Tokalaşma da selamlaşmayı
tamamlayan şeylerdendir. ''
Tahric: İsnadı
çokzayıftır. Tirmizi 5/76 (2731).
8548- İbn Mes'üd'un
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): 'Tokalaşma da
selamlaşmayı tamamlayan şeylerdendir" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Tirmizi 5/75 (2730).
8549- Selman
el-farisl'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuştur: "Müslüman kişi kardeşiyle karşılaştığında elini sıktığı
zaman rüzgarlı bir günde kuru yaprağın ağaçlardan dökülmesi gibi ikisinin
günahları dökülür ve günahları denizdeki köpük kadar çok olsa da bağışlanır. ''
Tahric: İsnadı hasendir.
Taberani, M. el-Kebir 6/315 (6150) Bak: Heysemi, Mecmau'z-zevaid (8/37).
8550- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Huzeyfe'nin yanında durdu ve:
"Ey Huzeyfe' Elini bana ver" buyurdu. Ancak Huzeyfe elini vermedi.
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikinci kez aynı şeyi söyleyince
Huzeyfe yine elini uzatmadı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üçüncü
kez aynı şeyi söyleyince Huzeyfe: "Ey Allah'ın Resulü! Cünübüm ve bu
şekilde elimin eline değmesini istemiyorum" dedi. Bunun üzerine Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi müslüman kardeşiyle
karşılaştığında selam verdikten sonra elini tutup musafaha yaptiğında her
ikisinin de hata ve günahları ağaçların yapraklarının dökülüşü gibi
dökülür" buyurdu.
Tahric: Heysemi,
Mecmau'z-Zevaid (8/37).
Velid b. Rebah'ın Ebu
Hureyre'den bildirdiğine göre Muaz, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ile karşılamış ve bu olay yaşanmıştır. Ancak söz konusu kişinin Huzeyfe olması
daha makuldür. Doğrusunu da Allah bilir.
8551 - Huzeyfe'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Mümin, müminle karşılaştığında onunla tokalaştığı zaman her
ikisinin de günahları ağaçların yapraklarının dökülüşü gibi dökülür. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Taberani, M. el-Evsat (247) ve Deylemi, Müsnedü'l-Firdevs 1/190 (714).
8552- Bera'nın
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kişi kardeşiyle karşılaştığında onunla musafaha yaptığı zaman ağaçların
yapraklarının dökülmesi gibi günahları başlarından aşağıya dökülür. ''
İsnadı zayıftır.
Ahlec aynısını Ebu
İshak'tan "Ayrılmadan önce günahları bağışlanır" lafzıyla rivayet
etmiştir. - Tirmizi 5/74 (2727), Ebu Davud 5/388 (5212) ve İbn Mace 2/1220
(3703).
8553- Bera'nın
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Öğle namazından önce dört rekat nafile namaz kılan kişi bu
namazı Kadir gecesinde kılmış gibi olur. Müslümanlar da musafaha yaptıkları
zaman üzerlerinden dökülmeyen tek bir günah kalmaz."
Tahric: İsnadında mestur
ravi vardır. Bak: Hatib et-Tebrizi, el-Mişkat (3/1330).
Kitabımda bu şekilde
ravi ismi Mansur b. Abdinahman olarak geçmiştir.
Ebu Amir el-Akadi ise
bunu Ammar b. Mansur b. Abdillah - İbn Lut Bera kanalıyla rivayet etti.
8554- Bera b. Azib'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"iki müslüman karşılaştığında musafaha yapar, Allah'a hamdeder ve O'ndan
mağfiret dilerlerse bağışlanırlar."
Yahya ise rivayet
ederken farklı olarak Zeyd Ebu'l-Hakem ismini kullanır ve gerisini aynı şekilde
aktarır.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Davud 5/388 (5211).
8555- Yezid b. el-Bera
b. Azib, babasından bildiriyor: Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
yanına girdiğimde beni hoşça karşılayıp elimi sıktı ve: "Ey Bera'! Neden
elini sıktığımı biliyor musun?" diye sordu. "Ey Allah'ın Resulü!
Hayırl" dediğimde: "Bir müslüman bir müslümanla karşılaştığında güler
yüzle onu karşılayıp elini de sıktığı zaman ağaç yapraklarının uçup dağılması
gibi günahları uçuşup gider" buyurdu.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ahmed, Müsned (4/289) ve İbn Ebi Dünya, İhvan (11 1).
Bize bildirildiğine göre
Şa'bi şöyle demiştir: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashahı
karşılaştıkları zaman tokalaşırlardı. Yolculuktan döndükleri zaman da
birbirlerine sarılırlardı." - İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/431-432), Bağavi,
Şerhu's-Sünne (12/292) ve İbn Ebi'dDünya, İhvan (118, 126).
Ebu Zer de Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine sarılmasını anlatırken:
"Bir gün bana haber
gönderip yanına çağırdı. Geldiğimde bana sarıldı ki bu hareketi çok çok
güzeldi."
8556- Abdullah el-Anezi
der ki: Ebu Zer'e: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karşılaştığı
kişilerle musafaha yapıp sarılır mıydı?" diye sorduğumda:
"Bunu bilen birine
sordun" dedi ve şöyle devam etti: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ne zaman benimle karşılaşsa elimi sıkardı. Bir defa hariç ki bu defası
hepsinden daha güzeldi. Vefatına sebep olan hastalığı sırasında haber gönderip
yanına çağırdı. Yanına vardığımda uzanmıştı. Üzerine eğildiğimde kollarını
kaldırıp bana sarıldı."
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu Davud 5/389-390 (5214).
8557- Ömer b.
el-Hattab'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "iki müslüman karşılaşıp musafaha yaptıklarında Yüce Allah
aralarına yüz tane rahmet indirir. Bu rahmetin doksanı. musafahaya ilk önce
başlayan kişi için, onu da buna karşılık veren kişi içindir.''
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. Selımi, Tarihu Cürcan (402), Bezzar, Müsned (2/419) ve Tirmizi,
Nevadiru'l-Usul (s. 245).
8558- Enes der ki:
"Ey Allah'ın Resulü! Birimiz karşılaştığı kardeşinin önünde eğilsin
mi?" diye sorulunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Hayır!" karşılığını verdi. "Ona sarılsın mı?" diye
sorulunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır!" karşılığını
verdi.
Tahric: İsnadı hasendir.
Tirmizi 5/75 (2728) ve İbn Mace 2/1220 (3702).
8559- Enes b. Malik. der
ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından birine kişinin
karşılaştığı birini (yanaklarından) öpüp öpemeyeceğini sorduğumda:
"Hayır" dedi. "Önünde eğilebilir mi?" diye sorduğumda yine:
"Hayır!" dedi. Musafaha konusu sorulunca ise buna ruhsat verdi.
İsnadı hasendir.
Hanzala es-Sedusi'nin
rivayette tek kaldığı rivayetlerden biridir. Ömrünün son zamanlarında da
ezberini karıştırmaya başlamıştır. Doğrusunu Allah bilir.
El öpme konusunda ise
savaşta hezimete uğrayıp kaçanların kıssasında (Abdullah b. Ömer'in): "Hz.
Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaklaşıp elini öptük" dediği
bildirilmiştir. - Ebu Davud, edeb 5/393
(5223) ile cihad 3/106-107 (2647) ve İbn Mace 5/1221 (3704).
Yine bize bildirildiğine
göre Hz. Ömer ne zaman Şam'a gitse Ebu Ubeyde b. el-Cerrah onu karşılayıp elini
öperdi. - İbn Ebı Şeybe, Musannef (8/562), Haditl, Mekarimu'l•Ahlak (450), İbn
Ebi Dünya, İhvan (129) ve Bağavi, Şerhu's-Sünne (12/292).
8560- Ümmü Eban binti
Vazi' b. Zari', Abdulkays heyeti içinde bulunan dedesi Zari'den bildiriyor:
Medine'ye geldiğimizde aceleyle bineklerimizden inip Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ellerini ve ayaklarını öpmeye başladık. Münzir el-Eşec ise
bizim gibi acele davranmadı. Heybesine gidip (yeni) giysilerini giydi ve Hz.
Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) huzuruna bu şekilde çıktı.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Sende Yüce Allah'ın sevdiği
iki haslet var. Bunlar da hilim ile ağırbaşlılıktır" buyurdu. Münzir:
"Ey Allah'ın Resulü! Bunlar sonradan kazandığım hasletler mi yoksa Yüce
Allah beni bu hasletlerle mi yarattı?" diye sorunca, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Aksine Yüce Allah seni bu iki haslet
üzerine yarattı" buyurdu. Bunun üzerine Münzir:
"Kişiliğimi Yüce
Allah'ın ve Resulü'nün sevdiği iki hasletle yoğuran Allah'a hamdolsun!"
dedi.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Davud 5/395 (5225).
Şa'bi'den naklen bize
bildirildiğine göre Cafer b. Ebi Talib, Habeşistan'dan döndüğü zaman Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona sarılmış ve gözlerinin arasından öpmüştür. -
Ebu Davud 5/392 (5220).
Bununla ilgili hadisleri
es-Sünenü'l-Kübra'da Nikah konusu içinde zikrettik.- Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra
(7/99-102).
8561- Abdullah b. Cafer
der ki: "Cafer b. Ebi Talib, Habeşistan'dan geldiğinde Resetlullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu karşıladı ve onu dudaklarından öptü. Vallahi
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cafer'in gelişine mi, yoksa
Hayber'in fethedilmesine mi daha çok sevindiğini bilemiyorum."
Hadisi bu şekilde
buldum. Onu gözlerinin arasından öptüğünü söyleyen rivayet mürsel olsa da daha
sahihtir. Doğrusunu Allah bilir.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Taberani, M. el-Kebir 2/110-111 (1478) ve Bağavi, Şerhu's-Sünne (12/292).
8562- Hz. Aişe der ki:
"Cafer arkadaşlarıyla birlikte (Habeşistan'dan) döndüğü zaman Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu karşıladı ve gözlerinin arasından öptÜ.''2
Ebu Ahmed der ki: "Ebu
Katade el-Harfini bunu Sevri - Yahya b. Said - Amre - Aişe kanalıyla rivayet
etmiştir."
Halimi der ki:
"Birine yakınlaşma ve ilişkileri sıcak tutma yollarından biri de yemek
ikramında bulunmaktır. Bu yöndeki hadisleri daha önce zikretmiştik."
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Adiy, el-Kamil (6/2225), İbn Ebi Dünya, İhvan (123-124) ve TaberanI, M.
el-Kebir 22/100 (244), el-Evsat 3/18-19 (2024) ile es-Sağir (1/19).
Yemek ikramından kasıt,
ihtiyaç sahibi olanlara yemek yedirme olabilir. Ya da bundan kasıt misafir
ağırlama olabilir. Bunların her ikisi de olabilir. Yemek ikramında bulunmanın
da kişiler arası sevgi ve ülfeti arttırmada çok büyük bir etkisi vardır.
Misafir ağırlama konusunda da sahih olan birçok rivayet gelmiştir. Halimi
bunlara bir bölüm ayırmıştır.
8563- İbn Ömer
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Selamı yayın, yemek
ikramında bulunun ve Yüce Allah'ın emrettiği gibi birbirinize kardeş olun"
buyurmuştur.
Tahric: İsnadı hasendir.
7539. hadiste geçti.
8564- Yezid b. el-Mikdam
b. Şurayh, babasından naklen dedesi Hani b.
Şureyh'ten bildiriyor:
Kabilem arasında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına ilk gelen
kişi ben oldum. Geri döneceğimiz zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
gelenlerden her birine kendi bölgesinde istediği bir araziyi (ıkta olarak)
verdi. Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Beni cennete sokacak bir amel söyle"
dediğimde: "Güzel konuşmaya ve yemek ikramında bulunmaya çalıŞ"
buyurdu.
Tahric: İsnadı hasendir.
İbn Ebi Şeybe, Musannef (S/331), Buhari, el-Edebu'l-Müfred (SU) ile Halk
efıili'l-ibıid (s. 33), Hatib, el-Muvaddah (2/5), İbn Ebi Dünya, es-Samt (303),
Hakim, Müstedrek (1/23) ve Ebu Nuaym, Ahbaru Isbehan (2/34).
8565- Hamza b. Suheyb,
babasından bildiriyor: Ömer b. el-Hattab, bana:
"Be adam! Üç şey
sende olmasaydı iyi biri olurdun. Birincisi, Rumlardan olmana rağmen kendini
Araplara nispet ediyorsun. İkincisi çocuğun olmamasına rağmen "Ebu
Yahya" künyesini kullanıyorsun. Üçüncüsü de çokça yemek ikramında
bulunuyorsun" deyince, şu karşılığı verdim: "çocuğum olmamasına
rağmen Ebu Yahya künyesiyle çağrılınam konusunda, bu künyeyi bana veren bizzat
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) idi. Rumlardan olmam konusuna gelince,
soyumu ve nesebimi bildikten sonra Rumlar beni Musul'da esir olarak almış.
Halbuki ben Nemir b. Kasit oğullarından biriyim. Çokça yemek ikramında bulunmam
konusuna gelince ise Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''En
hayırimız, başkalarına yemek ikramında bulunandır'' buyurduğunu işittim."
Tahric: İsnadı hasendir.
İbn Mace 2/1231 (3738).
8566- Muaz b. Cebel'in
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Bir mü mine doyacak şekilde yemek yediren kişiyi Yüce Allah
cennete, kapılarından öyle bir kapıdan geçirir ki o kapıdan sadece aynısını
yapanlar girebilirler. "
Tahric: İsnadı zayıftır.
Taberani, M. el-Kebir 20/85 (162), İbn Adiy, el-Kamil (5/1770) ve Heysemi,
Mecmau'z-Zevaid (3/131).
Halimi der ki
"Birine yakınlaşma ve ilişkileri sıcak tutma yollarından biri de
karşılıklı hediyeleşmektir."
8567- Enes b. Malik der
ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanlar arası ilişkileri
geliştirmek için hediyeleşmeyi emrederdi.''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu' ş-Şeyh, Ahlakü'n-Nebi (s. 253) ve Beyhaki, es-Sünenü'I-Kübra (6/169) ile
Adab (94).
8568- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hediyeleşin ki birbirinize
olan sevginiz artsın" buyurdu.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu'ş-Şeyh, Emsal (245), Ebu Ya'la, Müsned 11/9 (6148), Dulabi, el-Kuna (1/150,
2/7), Buhari, el-EdEbu'I-Müfred (594), İbn Adiy, el-Kamil (4/1424) ve Kudai,
Müsnedü'ş-Şihab (657).
İbn Bukeyr rivayet
ederken "Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)..." ifadesini kullanır.
8569- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Ey imkan sahipleri! Hediyeleşin! Zira hediye (kalpteki) kini giderir.
Şayet bir hayvan paçası veya kolu -ravi Aiz hangisi olduğu konusunda tereddüt
etmiştir- yemeğine davet edilecek olsam bu davete icabet ederdim. Hediye olarak
bana bir hayvan paçası (veya kolu) verilecek olsa bunu kabul ederdim."
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu Nuaym, Ahbaru Isbehan (2/91), İbn Adiy, el-Kamil (2/693-694), Taberani, M.
el-Evsat 2/316 (1549), Bezzar, Müsned (2/394), Ebu'ş-Şeyh, Emsal (442) ve İbn
Hibban, el-Mecruhin (2/183).
8570- Başka bir kanalla
bir önceki hadisin aynısı rivayet edilmiş, ancak ''ey imkan sahipleri'' ibaresi
geçmemiştir.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu Nuaym, Ahbaru Isbehan (2/301).
8571- Ümmü Hakim binti
Zira' -veya binti Veda'- der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Zengin olan kişi fakir olan kişiden neyi alması daha uygun olur?"
diye sorduğumda: "Nasihat ve duasını alabilir" buyurdu. Ona:
"Onların yapacağı lütuf kabul edilmesin mi?" dediğimde: "Bana
hediye olarak bir hayvan paçası verilecek olsa kabul ederdim. Yine paça yemeğine
davet edilecek olsam bu davete icabet ederdim" buyurdu.
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Sa' d, Tabakat (8/307) Bak: İbn Hacer, el-İsCibe (4/427).
Yine Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hediyeleşin! Bu şekilde birbirinize karşı
kalbinizde olan sevgi artıp içinizdeki kin gider" buyurduğunu işittim. -
Taberani, M. el-Kebir 25/162-163 (393) ve Deylemi, Müsnedü'l- Firdevs 2/46
(2269) Bak:
İbnu'l-Esir,
Üsdü'l-GCibe (7/323).
Yine Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Anne baba duası ile bu duanın kabulü
arasında bir engel olmaz" buyurduğunu işittim. - İbn Mace 2/1271 (3863).
8572- Hz. Aişe der ki:
Ümmü Sünbüle el-Eslemiyye evime geldi. Yanında da Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) hediye olarak bir tulum süt getirmişti. Süt tulumunu yanımda
koydu, beraberinde de bir kase vardı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) içeriye girince: "Merhaba Ümmü Sünbüle! Hoş geldin" dedi.
Ümmü Sünbüle: "Anam babam sana feda olsun! Hediye olarak sana şu süt
tulumunu getirdim" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Allah sana bereketle ihsan etsin!" karşılığını verdi ve bana:
"Şu kaseye biraz dök" buyurdu. Kaseye süt döküp verdim. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kaseyi alınca ona: "Hani hiçbir bedeviden
hediye kabul etmeyeceğini söylemiştin?" dedim. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Ey Aişe! Eslem bedevileri bedevi değildir. Onlar bizim
kenar semtlerimizin ahalisidir. Biz de onların şehirlisiyiz. Biz onları davet
ettiğimiz zaman buna icabet ederler, onlar da bizi davet ettiği zaman onların davetine
icabet ederiz" buyurdu ve sütü içti.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Ya'la, Müsned 8/209-210 (4773), Ahmed, Müsned (6/133), Bezzar, Müsned
(2/395-396), Taberani, M. el-Kebir 25/163 (396) Bak: İbnu'l-Esir, Üsdü'l-Gabe
(7/348), Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (4/149) ve İbn Hacer, Metalib (1/428).
8573- Ma'mer der ki:
A'meş, Hasan b. Umare'nin Kufe'deki haksızlıkları gidermekten sorumlu
tutulduğunu duyunca: "Zalim biri haksızlıkları gidermekten sorumlu
tutulmuş" dedi. Hasan, A'meş'in böyle dediğini işitince ona giysiler ve
bir miktar para gönderdi. A'meş bunları alınca: "İşte böylesi birinin bize
vali olması gerekiyordu. Zira küçüklerimize merhamet eder, fakirimizi ziyarete
gelir ve büyüklerimize saygı gösterir" demeye başladı. Adamın biri ona:
"Ey Ebu Muhammed! Adam hakkında dün neler söylüyordun!" deyince,
A'meş şu karşılığı verdi: "Hayseme'nin bana bildirdiğine göre İbn Mes'ud:
''Kalpler kendisine iyilik edeni sevecek, kötülük edenden de nefret edecek
şekilde yoğrulmuştur'' demiştir."
Mahfuz olanı bu şekilde
mevkuf olanıdır.
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (2/701) ve İbn Ebi Hitim, İlelü'l-Hadıs (2/333-0
334).
8574- İsmail el-Hayyat
bildiriyor: Hasan b. Umare, A'meş'in kendisine kötü şeyler söylediğini haber
alınca ona giysiler gönderdi. Daha sonra A'meş, Hasan'ı övmeye başladı. Ona:
"Önce kınadın, şimdi de övüyor musun?" denilince, A'meş şu karşılığı
verdi: "Hayseme'nin Abdullah b. Mes'üd'dan naklen bana bildirdiğine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kalpler kendisine iyilik edeni sevecek,
kötülük edenden de nefret edecek şekilde yoğrulmuştur'' buyurmuştur."
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (2/701), Ebu'ş-Şeyh, Emsal (160), Ebu Nuaym, Hilye
(4/121), İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 243) ve İbnu'l-Cevzi, İlel (2/29).
Bak: Zehebi, Mizan (1/514)
Ebu Ahmed b. Adiy der
ki: "Hadisi merfü olarak sadece bu hocanın kanalıyla yazmışımdır. Merfü
olarak da sadece bu kanalla rivayet edildiğini biliyorum. Zira hadis A'meş'ten
mevküf olarak bilinir."
Kişileri birbirine
yakınlaştıracak şeylerden biri de karşı tarafa elden geldiğince sevgiyle, güzel
ahlakla ve iyi bir şekilde yaklaşmaktır.
Nu'man b. Beşir'den
naklen bize bildirildiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Müminier, birbirlerine karşı gösterdikleri sevgi. merhamet ve şefkat
yönünden bir bedene benzerler. Bu bedenin bir organı rahatsızlansa diğer
organlar da uykusuz kalarak ve ateşlenerek bu rahatsızlığı paylaşırlar"
buyurmuştur. - 7203. hadiste geçti.
Yine Enes b. Malik'ten
naklen bize bildirildiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Birbirinize kin tutmayın' Birbirinize haset etmeyin! Birbirinize sırt
çevirmeyin' Yüce Allah'ın kardeş kullan olun! Bir müslümanın müslüman kardeşiyle
üç günden daha fazla dargın kalması helal değildir" buyurmuştur.
Başka bir rivayette ise:
"(Dargın olanların) en hayıriısı da diğerine ilk önce selamı veren
kişidir" ifadesi kullanılır. Her iki hadisin de isnadı daha önce geçmişti.
8575- Rabl' b. Enes
bildiriyor: Hasane -ı Basri), "Ben buna karşılık sizden, yakınlara
sevgiden başka bir ücret istemiyorum"[Şura 23] buyruğunu açıklarken:
"Kendisine itaat ederek Allah'a yaklaşmaya çalışan her kişiyi sevmen
gerekir" demiştir.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/350).
8576- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "imanın
tadına varmak isteyen kişi birini sevecekse sadece Allah için sevsin"
buyurmuştur.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ahmed, Müsned (s. 298) ve Hakim, Müstedrek (40/168).
8577- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kıyamet gününde Yüce Allah: ''Benim rızam için birbirlerini sevenler
nerede? Hiçbir gölgenin bulunmadığı böylesi bir günde onları kendi gölgemde
gölgelendireceğim'' buyurur. ''
İsnadı hasendir.
İbrahim b. Tahman bunu
Malik'ten bu isnadla rivayette tek kalmıştır. Mahfuz olanı ise bir sonraki
rivayette olduğu gibi Malik kanalıyla Abdullah b. Abdirrahman Ebu Tuvale'den
rivayet edilmesidir.
8578- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kıyamet gününde Yüce Allah: ''Benim rızam için birbirlerini sevenler
nerede? Hiçbir gölgenin bulunmadığı böylesi bir günde onları kendi gölgemde
gölgelendireceğim'' buyurur.''
İsnadı sahihtir.
Müslim, Sahıh'de Kuteybe
kanalıyla Malik'ten rivayet etti. - Müslim, birr (37).
Fuleyh b. Süleyman da
bunu Abdullah b. Abdirrahman'dan rivayet etmiştir.
Yine Ebu Hureyre'den
naklen bize bildirildiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuştur: "Gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı bir
günde (kıyamet gününde) yedi kişi Yüce Allah'ın gölgesinde olacaktır. Bunlardan
biri, Yüce Allah için birbirlerini seven ve O'nun için bir araya gelip ayrılan
iki kişidir. ''- 545. hadiste geçti.
8579- Ebu İdris
el-Havlani anlatıyor: Dimaşk mescidine girdiğimde genç ve bembeyaz dişleri olan
birini gördüm. Yanında insanlar da bulunuyordu. Bir şeyde anlaşmazlığa
düştükleri zaman ona başvurup onun söylediğini kabul ediyorlardı. Kim olduğunu
sorduğumda, Muaz b. Cebel olduğunu söylediler. İkinci gün
Ebu Hazım, Ebu İdris'ten
bu şekilde rivayet etmiştir.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Taberani, M. el-Kebir 20/80 (ısA), Bağavi, Şerhu's-Sünne 13/49-50
(3463), Hakim, Müstedrek (4/168-169), Malik, Muvatta (s. 953) ve Ahmed, Müsned
(5/247).
8580- Ebu İdris
anlatıyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından yirmi kişinin
bulunduğu bir halkada oturdum. İçlerinde sürme gözlü ve bembeyaz dişleri olan
bir genç vardı. Yanındakiler bir konuda anlaşmazlığa düştüğü zaman bu gence
başvuruyordu. Diğer gün Mescid'e geldiğimde o genci bir sütuna doğru namaz
kılarken gördüm. Ben de yanında oturdum. Namazını bitirince susup bir şey
konuşmadı.
Ona: "Allah için
seni seviyorum" dediğimde, bana: "Böyle olduğuna dair Allah adına
yemin eder misin?" diye sordu. Ona: "ValIahi!" karşılığını
verdiğimde: "Allah için birbirlerini sevenler (kıyamet gününde)
gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı bir günde Yüce Allah'ın
gölgesinde olacaklardır. Bunlar için nurdan tahtlar kurulacak, Rablerine olan
yakınlıklarından dolayı peygamberler, şehitler ve tüm elçiler onlara gıpta
edecektir" dedi.
Ubade b. es-Samit'in
yanına gidip Muaz'ın bu dediğini zikrettiğimde Ubade: "Sana bizzat
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ağzından işittiğim bir hadisi
rivayet edeyim" karşılığını verip (Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) naklen) şöyle dedi: "Yüce Allah: ''Benim için birbirlerine yardım
edenler sevgimi hak eder. Benim için birbirlerine dürüst davrananlar ve benim
için birbirleriyle bağlarını kesmeyenler sevgimi hak eder'' buyurur. "
Ata el-Horasani de bunu
Ebu İdris el-Havlani'den bu şekilde rivayet etmiştir
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Ahmed, Müsned (5/229), Hakim, Müstedrek (4/169-170), Tayalisi,
Müsned (s. 78) ve Fesevi, Ma' rife (2/234).
-- Taberani, M. el-Kebir
20/79 (146, 147, 148), Hakim, Müstedrek (4/170), Fesevi, Ma'rife (2/325-326),
Ahmed, Müsned (5/233), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/145) ve Ebu Nuaym, Hilye
(5/121-122).
8581- Ebu İdris
el-Havlam der ki: Ebu Derda'ya yetiştim ve sözlerini dinledim. Ubade b.
es-Samit'e de yetişip sözlerini dinledim. Şeddad b. Evs'e de yetişip sözlerini
dinledim. Muaz b. Cebel'i ise kaçırdım. Ancak filan kişinin -Süfyan der ki:
Zühri bu kişinin adını da zikretti, ancak ben unuttum- bana bildirdiğine göre
Muaz b. Cebel ne zaman bir mecliste otursa: "Allah hikmet sahibidir,
adaletlidir, ismi yücedir. Onu inkar edenler helak olmuşlardır" derdi.
Başkası ise bunu Ebu
İdris - Yezid b. Amire - Muaz kanalıyla rivayet etmiştir
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Fesevi, Ma'rife (2/320). - Fesevi, Ma'rife (2/321).
Ebu İdris'in Allah için
birbirini sevenler konusundaki hadisi de Yezid b. Amire kanalıyla Muaz'dan
işitmiş olması muhtemeldir. Doğrusunu da Allah bilir.
8582- Cureyri, bir
adamdan bildiriyor: Muaz b. Cebel'e: "Seni Allah için seviyorum"
dediğimde üç defa: "Ne söylediğine dikkat et!" karşılığını verdi ve
şöyle devam etti: "Zira Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Yüce Allah birbirlerini Allah için sevenleri sever. Birbirleriyle Allah için
birlikte olanları sever. Birbirlerine Allah için yardım edenleri sever.
Birbirlerini Allah için ziyaret edenleri sever. Birbirleriyle Allah için
konuşanları sever'' buyurduğunu işittim."
İsnadında meçhul ravi
vardır.
8583- İbn Aiz
bildiriyor: Şurahbil b. es-Sımt, Amr b. Abese'ye: "Bana Resulullah'tan
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen içinde unutma ve yalan olmayan bir hadis
aktarır mısın?" deyince, Amr: "Olur!" karşılığını verip devam
etti:
"Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Yüce Allah:
''Benim için birbirlerini sevenler sevgimi hak eder. Benim için birbirlerini
ziyaret edenler sevgimi hak eder. Benim için birbirlerine dürüst davrananlar
sevgimi hak eder. Benim için birbirlerine yardım edenler sevgimi hak eder''
buyurur. ''
Tahric: İsnadı zayıf
olan hasen bir hadistir. Taberani, M. es-Sağir (2/116), Ahmed, Müsned (4/386),
İbnu'l-Mübarek, Zühd 249-250 (716) ve İbn Ebi Dünya, İhvan (8) Bak: Münziri,
et-Terğib (4/19) ve Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/279).
8584- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah: ''Kullarımdan
öyleleri vardır ki peygamberler ve şehitler onlara gıpta eder'' buyurur"
deyince; "Ey Allah'ın Resulü! Bunlar kim?" diye soruldu. "Bunlar
birbirlerini mal ve soy yakınlığından dolayı değil. Allah için seven
kişilerdir. Bunlar nurdan minberler üzerinde nurlu yüzleriyle otururlar.
Herkesin korkuya kapildığı zamanda korkmazlar" buyurdu ve: "İyi bilin
ki, Allah'ın dostları na korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir"[Yunus 62]
ayetini okudu.
Tahric: İsnadı hasendir.
İbn Ebi Dünya, İhvan (5), İbn Cerir, Tefsir (11/132), Nesai, es-Sünenü'l-Kübra
(10/448) ve Ebu Ya'la, Müsned 10/495 (6ll0) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur
(4/372).
Bu şekilde Ebu
Hureyre'den rivayet edilmiştir, ancak yanlıştır. Mahfuz olanı Ebu Zür'a
kanalıyla Ömer b. el-Hattab'tan mürsel olarak rivayet edilmesidir.
8585- Ömer b. el-Hattab
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah'ın öyle
kulları vardır ki peygamber veya şehit olmamalarına rağmen Allah'a
yakınlıklarından dolayı peygamberler ve şehitler onlara gıpta eder"
buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Bunlar kimdir? Amelleri nedir? Bunların kim
olduğunu bize söyle" denilince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Bunlar birbirlerini mal ve soy yakınlığından dolayı değil, Allah
için seven kişilerdir. Valiahi (kıyamet gününde) bunların yüzleri nur gibi
parlar ve nur içinde olurlar. Herkesin korkuya kaplıdığı zamanda korkmaz,
herkesin üzüleceği zamanda da üzülmezler" buyurdu ve: "İyi bilin ki,
Allah'ın dostlarına korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir"[Yunus 62]
ayetini okudu.
Tahric: İsnadı
ceyyiddir, ancak kopuktur. Ebu Davud 3/799 (3577).
8586- Başka bir kanalla
bir önceki hadisin aynısı rivayet edilmiştir. Fakat burada "Bunların
amelleri nedir? Belki biz de onları severiz" ibaresi geçmiştir. Yine:
"Nurdan minberler üzerinde olacaklardır" lafzı kullanılmıştır.
Tahric: İsnadı ceyyiddir,
ancakkopuktur. Ebu Nuaym, Hilye (1/5).
8587- Ebu Eyyılb
el-Ensari'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Birbirlerini (Allah için)
sevenler, Arş'ın etrafında yakuttan tahtlar üzerinde otururlar"
buyurmuştur.
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 4/179 (3973) ve İbn Adiy, el-Kamil (4/1474)
Bak: Heysemi,Mecmau'z-Zevaid (10/277).
8588- Ebu Malik
el-Eş'arı der ki: Hz. Peygamber'in {Sallallahu aleyhi ve Sellem} yanındayken:
"Yüce Allah'ın öyle kulları vardır ki bunlar peygamber ve şehit
olmadıkları halde kıyamet gününde Allah'a olan yakınlıklarından dolayı
peygamberler ve şehitler onlara gıpta ederler" buyurdu. Orada kenarda
bulunan bir bedevi dizlerinin üzerine kalkıp kollarıyla da işaret ederek:
"Ey Allah'ın Resulü! Bunların kim olduklarım bize anlatsana" deyince,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzüne bir neşe geldiğini gördüm.
Sonra şöyle buyurdu: "Bunlar değişik şehirlerden, değişik kabilelerden ve
farklı bölgelerden olmalarına, aralarında bir akrabalık bağı veya dünyalık bir
menfaat bulunmamasına rağmen Allah için birbirlerini seven kullardır. Yüce
Allah (kıyamet gününde) bunların yüzlerini nurlu kılar ve inciden minberler
üzerinde oturtur. O günde insanlar endişe içinde olurken bunlar endişe
taşımazlar. insanlar korku içindeyken bunlar korkmazlar. ''
Tahric: İsnadı hasendir.
Taberani, M. el-Kebir 3/329 (3433), Ahmed, Müsned (5/341), Abdurrezzak,
Musannef 11/201-202 (20324) ve Bağavi, Şerhu's-Sünne (B/SO-Sı) Bak: İbn Kesir,
Tefsir (2/438),
8589- Ebu Hureyre
anlatıyor: Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birlikteyken bir ara:
"Cennette yakuttan sütunlar, bu sütunların her birinin üzerinde de zebercetten
evler olacaktır. Bu evlerin açık olan kapılarından parlak yıldızın ışığı gibi
ışık saçılır" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Bu evlerde kimler
oturur?" diye sorulunca: ''Allah için birbirlerini sevenler, Allah için
birbirleriyle oturanlar ve Allah için birbirleriyle görüşenlerdir"
buyurdu.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Bezzar, Müsned (4/228), Mervezi, zevaidü'z-Zühd (s. 521 -522), İbn Adiy,
el-Kamil (6/2204), İbn Ebi Dünya, İhvan (11) ve Hatib, et-Tebrizi, el-Mişkat
(3/1398).
Rüzbari bunu rivayet
ederken: "Ey Allah'ın Resulü! Bunların içinde kimler oturur?" diye
sorduğumuzda ... " lafzını kullanır ve gerisini aynı şekilde aktarır.
8590- Enes'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Şu üç şey kimde bulunursa imanın tadını alır. Biri, Allah'ı ve Resulü'nü
diğer bütün şeylerden daha fazla sevmesidir. Diğeri, Yüce Allah kendisini
küfürden kurtardıktan sonra tekrar ona dönmek yerine cehenneme atılmayı tercih
edebilmesidir. Bir diğeri de, kişinin birini sadece Allah rızası için
sevmesidir. "
Buhari ile Müslim bunu
Sahıh'te Şu'be kanalıyla rivayet ettiler.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Buhari, iman (1/11), edeb (7/83) ve Müslim, iman (68).
8591- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Adamın biri başka bir kasabadaki din kardeşini ziyaret etmek için yola
çıktı. Yüce Allah onun yoluna bir meleği koydu. Adam meleğin yanına vardığı
zaman, melek: ''Nereye gidiyorsun?'' diye sordu. Adam: ''Şu kasabada olan
kardeşimi ziyarete gidiyorum'' dedi. Melek: ''Ondan beklediğin bir nimet mi
var?'' diye sorunca, adam: ''Hayırf Sadece Allah için onu seviyorum'' dedi.
Bunun üzerine melek ona: ''Ben, Rabbinin, o kardeşini sevdiğin gibi seni sevdiğini
bildirmek üzere gönderdiği bir elçisiyim!'' dedi. "
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Hatib, Tarih (3/400, 12/376, 14/31-32), İbn Ebi Dünya, İhvan
(96), Beyhaki, Adab (233), Ahmed, Müsned (2/292, 408, 462, 482, 508), Bağavi,
Şerhu's-Sünne (13/52), İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 114), Veki, Zühd
2/611-612 (336) ve Hennad, Zühd 1/277 (490).
8592- Başka bir kanalla
bir önceki hadisin aynısı rivayet edilmiş, ancak "Melek: ''Ondan
beklediğin bir nimet mi var?'' diye sorunca, adam: ''Hayır! Sadece Allah için
onu seviyorum'' dedi" kısmı geçmemiştir.
Müslim, Sahih'de
Abdula'la b. Hammad'dan rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Müslim, birr (38).
8593- Enes b. Malik
bildiriyor: Adamın biri Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Filan adamı seviyorum" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Bu sevgini ona bildirdin mi?" diye sordu. Adam:
"Hayır" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O
zaman bildir" buyurdu. Daha sonra sevdiği o adamla karşılaşınca:
"Vallahi seni Allah için seviyorum" dedi. O da: "Kendisi için
beni sevdiğin de (Allah da) seni sevsin" karşılığını verdi.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Davud 5/344 (5125).
Abdullah b. ez-Zübeyr
el-Bahili ve Umare b. Zazan da bunu Sabit'ten rivayet ederek mutabaat
etmişlerdir.- Ebu Ya'la, Müsned 6/162 (3442) ve İbn Ebi Dünya, İhvan (n).
Hammad b. Seleme'den
rivayeti konusunda ihtilaf edilmiş; bazıları bunu Hammad b. Seleme - Sabit -
Habib b. Sübey'a kanalıyla bir adamdan rıvayet etmıştır. - Ebu Davud 5/343-344
(5124) ve Tirmizi 4/599-600 (2393).
Başkaları Hammad b.
Seleme - Sabit - Habib b. Sübey'a - Haris kanalıyla bir adamdan, o da Hz.
Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bildirmiştir. Başka kanalla da
rivayet edenler vardır.
8594- İbn Ömer der ki:
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında oturmuşken adamın biri
geldi, sel:im verdikten sonra çekip gitti. "Ey. Allah'ın Resulü! Ben şu
adamı Allah için seviyorum" dediğimde, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Sevgini bu kardeşine bildirdin mi?" diye sordu.
"Hayır" dediğimde, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"O zaman bunu kardeşine bildir" buyurdu. Bunun üzerine adamın
peşinden gittim. Ona yetiştiğimde: "Vallahi seni Allah için seviyorum"
dedim. Adam: "Ben de seni Allah için seviyorum" karşılığını verdikten
sonra ona: "Şayet Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söylemeseydi
bunu sana söylemeyecektim" dedim.
İsnadı hasendir.
8595- Abdullah b.
Ömer'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Biriniz kardeşini sevdiği zaman bu sevgisini ona bildirsin. Bunu yaptıği
zaman onda da kendisine karşı bir sevgi bulacaktır" buyurmuştur.
Ravi der ki: "Ebu
Zür'a bana bu hadisi sorunca ona aktardım."
Tahric: İsnadı hasendir.
İbn Ebi Dünya, İhvan (74).
8596- Enes b. Malik der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birkaç kişiyle birlikteyken oradan
bir adam geçti. İçlerinden biri: "Ben bu adamı Allah için seviyorum!"
dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Peki sevdiğini ona da
söyledin mi?" diye sorunca, adam: "Hayır!" dedi. Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O halde kalk ve ona bunu bildirI"
buyurdu. Bunun üzerine adam onun yanına gitti ve sevdiğini ona bildirdi. Diğeri
de: "Beni kendisi için sevdiğin zat da seni sevsin!" karşılığını
verdi. Adam geri dönünce Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun ne
cevap verdiğini sordu. Adam cevabını söyleyince Allah Resulü (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Sevdiklerinle beraber olacak ve beklediğin karşılığı
alacaksın" buyurdu.
Tahric: İsnadı hasendir.
Abdurrezzak, Musannef 11/200 (20319) ve Bağavi, Şerhu's-Sünne 13/6667 (3482)
Bak: Hatib, et- Tebrizi, el-Mişkat (3/1396-1397).
8597- İbn Mes'üd der ki:
"Üç konuda yemin edebilirim ki dördüncüsü için de yemin etsem yine yeminim
yerinde olurdu! Yüce Allah İslam'dan nasibi olan kişiyi İslam'dan nasibi
olmayan kişiyle bir tutmaz. Yüce Allah dünyada iken yakın olduğu kişiye kıyamet
gününde uzak durmaz. Bir kişi bir topluluğu sevdiği zaman kıyamet gününde
onlarla birlikte huzura çıkar. Dördüncü konuya gelince bu konuda da yemin etsem
yeminim yerinde çıkar. O da, Yüce Allah dünyada kulun bir ayıbını örttüğü zaman
kıyamet günü de o ayıbını örtülü bırakır."
İbn Mes'üd bu şekilde
söylemiştir.
Tahric: İsnadında
kopukluk vardır. Abdurrezzak, Musannef 11/199 (20318), Bağavi, Şerhu'sSünne
(13/64), Taberani, M. el-Kebir 11/176 (8800) ve Ebu Ya'la, Müsned 8/50 (4567)
Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (1/38).
Aynı söz Ali b. Ebi Talib'ten
de rivayet edilmiştir. - Taberani, M. es-Sağir (2/40-41) Bak: Münzirl,
et-Terğıb (4/27-28).
Başka bir kanalla aynı
söz Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aktarılmıştır.
8598- Şeybe el-Hudari
der ki: Urve b. ez-Zübeyr'n Ömer b. Abdilaziz'e, Hz. Aişe'den naklen
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu sözünü aktardığına şalıit oldum:
"Üç konuda yemin edebilirim. Yüce Allah İslam'dan payı olan kişiyi
İslam'dan payı olmayan kişiyle bir tutmaz. İslam'ın bu paylan da oruç, namaz ve
zekattır. Yüce Allah dünyada iken himayesine aldığı kişiyi kıyamet gününde
başkasının himayesine bırakmaz. Bir kişi bir topluluğu sevdiği zaman kıyamet
gününde onlarla birlikte huzura çıkar. Dördüncüsü de var ki bu konuda da yemin
etsem sanırım yeminim yerinde olur. O da Yüce Allah dünyada kulun bir ayıbını
örttüğü zaman kıyamet günü de o ayıbını örtülü bırakır. "
Ömer b. Abdilaziz bunu
duyunca: "Urve'nin Aişe'den naklen rivayet ettiği bu hadisi ben de
işittim" dedi.
Tahric: İsnadı hasendir.
Nesai, es-Sünenü'l-Kübra (12/8), Ahmed, Müsned (6/145, 160), Ebu Ya'la, Müsned
8/49-50 (4566), Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (3/50-51), Hakim, Müstedrek
(4/384), Ebu Nuaym, Ahbaru Isbehan (1/268) Bak: Münziri, et-Terğib (4/28).
8599- Ali b. Assam der
ki: Adamın biri İbn Vasi'ye: "Seni Allah için seviyorum" deyince, İbn
Vasi': "Allahım! Senin için sevilirken senin bana öfkeli olmandan sana
sığınırım" karşılığını verdi.
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (2/348-349).
8600- Ebu Umame'nin bildirdiğine
göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Kişi birini Allah
rızası için sevdiği zaman Rabbine değer vermiş olur" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ahmed, Müsned (5/259) ve İbn Ebi Dünya, İhvan (20) Bak: Hatib, et-Tebrizl,
el-Mişkat (3/1397).
8601- Ebu Umame'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kişi bir kulu Allah için sevdiği zaman Yüce Allah'a değer vermiş olur.
Yaşlı bir müslümana. adil yöneticiye ve Kur'an hafızı olup onda aşırıya
kaçmayan, çok da uzak durmayan ve onunla mal elde etmeye çalışmayan kişilere
değer vermek de, Allah'a değer vermenin göstergelerindendir. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu Davud 5/174 (4843).
8602- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "imanın
tadına varmak isteyen kişi birini sevecekse sadece Allah için sevsin"
buyurmuştur.
Tahric: İsnadı hasendir.
Tayalisi, Müsned (s. 326), Ahmed, Müsned (2/520), İbnu'l-Ca' dı Müsned
(2/nı-n2), Bağavi, Şerhu's-Sünne 13/52-53 (3467) ve Hakim, Müstedrek (1/3).
8603- Başka bir kanalla
bir önceki hadisin aynısı "imanın lezzetine" lafzı yla
bildirilmiştir.
Tahric: İsnadı hasendir.
Bezzar, Müsned (1/50) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (1/90).
8604- Ebu Eureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "imanın
hakikatine ermek isteyen kişi. birini sevecekse sadece Allah için sevsin"
buyurmuştur.
Tahric: İsnadı hasendir.
Hakim, Müstedrek (1/3).
8605- Ebu Umame el-Bahili'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Allah için seven. Allah için öfke duyan, bir şeyi Allah için
veren ve Allah için bir şeyi vermekten geri duran kişinin imanı kemale ermiş
demektir. (Kıyamet gününde) bana en yakın olanlarınız, ahlakı en iyi
olanlarınızdır. ''
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Davud 5/60 (4681).
8606- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Biri doğudan, biri de batıdan iki kişi Allah için birbirlerini sevdikleri
zaman Yüce Allah kıyamet gününde onları bir araya getirir ve her birine:
''Kendisini benim için sevdiğin kişi işte budur'' buyurur.''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Hatib, et-Tebrizi, el-Mişkat (3/1398).
8607- İbn Ömer der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) etrafıma bakındığımı görünce:
"Neye bakmıyorsun?" diye sordu. "Bir adamı sevdim"
dediğimde:
"Birini sevdiğin
zaman hem kendi adını, hem de babasının adını sorup öğren. Bu şekilde o
bulunmadığı zamanlarda geride bıraktıklarına göz kulak olur, hasta olduğunda
ziyaretine gider, öldüğünde de cenazesine katılırsm" buyurdu.
Mesleme b. Ali bunu
UbeyduIlah'tan rivayette tek kalmıştır ve rivayette güçlü biri değildir.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Tirmizi, zühd (4/599).
8608- Ebu Rezın
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana şöyle buyurdu:
"Ey Ebu Rezın! Yapman halinde dünya ve ahiret hayırlarını elde edeceğin
şeyin ne olduğunu sana söyleyeyim mi? Allah'ın zikredildiği meclislerde
bulunmaya çalış. Yalnız başına kaldığın zaman da elinden geldiği kadarıyla
dilinle Allah'ı zikret. Allah için sev ve Allah için nefret et. Ey Ebu Rezın!
Kardeşini ziyaret etmek için evinden çıkan bir kişiye yetmiş bin meleğin eşlik
ettiğini. hepsinin ona dualar eder ve: ''Allahım! Bu, senin için kardeşini
ziyaret ediyor, sen de ona yakın dur'' derler. Elinden geldiği kadarıyla da bu
yolda bütün bedenini kullanmaya çalış. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Bak: Hatib et- Tebrizi, el-Mişkat (3/1398).
8609- Hz. Ali'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kardeşini sadece Allah için, Allah'ın vaad ettiği ve katındaki şeyleri
elde etmek gayesiyle ziyarete giden kişiye yetmiş bin melek tahsis edilir.
Melekler de kişi evine geri dönene kadar arkasından: ''Güzel bir şey yaptın,
cennet de sana hayırlı olsun'' deyip dururlar. ''
Ebu Hamza bunu Ebu
İshak'tan rivayette tek kalmıştır.
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Adiy, el-Kamil (2/520).
8610- Osman b. Ebi Sevde
der ki: Ebu Hureyre'nin bir değil, iki değil birçok defa şöyle dediğini
işittim: "Allah için hasta birini veya bir kardeşini ziyaret eden kişiye
semadan bir münadi: ''Güzel bir şey yapıp hayırlı adımlar attın ve cennette
kendine bir yer hazırladın'' diye seslenir.''
Mevkuf bir hadistir.
İsnadı zayıftır.
8611- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kişi müslüman kardeşini normal veya hastayken ziyaret ettiği zaman Yüce
Allah ona: ''Güzel bir şey yapıp hayırlı adımlar attın ve cennette kendine bir
yer hazırladın'' buyurur. ''
Yusuf b. Yakub es-Sedusi
de bu şekilde Ebu Sinan'dan rivayet etmiştir. - Tirmizi 4/365 (2008).
Tahric: İsnadı hasendir.
Ahmed, Müsned (2/244, 326, 354, 356), Bağavi, Şerhu's-Sünne (13/58), İbn Ebi
Dünya, İhvan (97), İbnu'l-Mübarek, Zühd 246 (708) ve Buhari, el-Edebu'l-Müfred
(345).
8612- İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"içinizden kimlerin cennete gireceğini sizlere söyleyeyim mi? Peygamber
cennette olacaktır. Sıddik olanlar cennette olacaktır. Şehitler cennette
olacaktır, Bebekken ölenler cennette olacaktır, Şehrin diğer uzundaki din
kardeşini sadece Allah rızası için ziyaret eden kişi cennette olacaktır.''
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Ebi Dünya, İhvan (102), Ebu Nuaym, Hilye (4/303) ve Taberani, M. el-Kebir
19/140 (307), M. el-Evsat2/441-442 (1764) ile M. es-Sağir (1/46).
Ebu Ubeyde der ki:
"Başkası bunu Halef b. Halife'den rivayet etmiş ve Eban el-Muktib'i
zikretmemiştir. Şayet bunu ezberinden rivayet etmişse çok garib (tek kanallı)
bir hadistir."
8613- Selman der ki:
"Dürüst olan tüccar kıyamet gününde Yüce Allah'ın Arş'ının gölgesinde
duracak olan yedi kişiden biridir. Bu yedi kişiden biri adil olan yöneticidir.
Diğeri, asil ve güzel bir kadın tarafından ilişki için davet edilen ancak:
''Ben alemlerin Rabbi Allah'tan korkarım!'' karşılığını veren kişidir. Diğeri,
yanında Yüce Allah'ın adı anıldığı zaman gözleri yaşaran kişidir. Diğeri,
mescitleri çok seven ve kalbi mescitlere bağlı olan kişidir. Diğeri, sağ elinin
verdiğini sol eli bilemeyecek şekilde sadakasını gizlice veren kişidir. Diğeri,
karşılaştıkları zaman her biri diğerine: ''Seni Allah için seni seviyorum''
diyen ve bu şekilde ayrılan kişilerdir. Bir diğeri de, küçüklüğünden beri
hayırlar içinde yetişip büyüyen kişidir."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Abdurrezzak, Musannef 11/201 (20322).
8614- İbn Mes'ud der ki:
"Kişinin din kardeşini sadece Allah için sevmesi imandandır."
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. Taberani, M. el-Kebir 9/193 (8860), Abdurrezzak, Musannef 11/201 .
(20323) ve İbn Ebi Dünya, İhvan (15).
8615- Fudayl b. Gazvan
ed-Dabbi der ki: Ebu İshak es-Sebii benimle karşılaşınca: "ValIahi seni
seviyorum ve utanmasam seni öperdim" dedi ve şöyle devam etti:
"Ebu'l-Ahvas'ın Abdullah b. Mes'ud'dan bildirdiğine göre "Sen
yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onların gönüllerini
birleştiremezdin, fakat Allah onların aralarını bulup kaynaştırdı. Çünkü O,
mutlak galiptir, hikmet sahibidir''[Enfal 63] ayeti Allah için birbirlerini
sevenler hakkında nazil olmuştur.''
Tahric: İsnadı sahihtir.
Nesai, es-Sünenü'l-Kübra (7/129), İbn Cerir, Tefsir (10/36, 37), Hakim,
Müstedrek (2/329) ve İbnu'l-Mübarek, Zühd (s. 124).
Lafız Hafs'ın lafzıdır.
Muhammed b. Fudayl da bunu babasından rivayet ederek mutabaat etmiştir. - İbn Ebi Dünya, İhvan (14) ve Hakim, Müstedrek
(2/329). Bak: Suyuti, ed-Dürrü'lMensur (4/100)
8616- İbn Abbas der ki:
"Akrabalık bağları kesilebilir, yapılan iyiliğe nankörlük edilebilir.
Ancak kalplerin kaynaşması gibi değerli bir şey göremiyoruz."
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. Buhari, el-Edebu'l-Müfred (262) ve İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s.
64).
İbn Tavus, bunu babasından
rivayet ederken: "Sonrasında İbn Abbas ''Sen yeryüzünde bulunan her şeyi
verseydin, yine onların gönüllerini birleştiremezdin, fakat Allah onların
aralarını bulup kaynaştırdı''[Enfal 63] ayetini okudu" eklemesini yapar. -
İbnu'l-Mübarek, Zühd 123 (20233) ve Hakim, Müstedrek (2/329) Bak: Suyuti,
edDürrü'l-Mensur (4/100).
8617- İbn Abbas der kI:
"Akrabalık bağları kesilebilir, yapılan iyiliğe nankörlük edilebilir.
Ancak kalplerin kaynaşması gibi değerli bir şey göremiyoruz. Yüce Allah bu
konuda: "Sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onların
gönüllerini birleştiremezdin, fakat Allah onların aralarını bulup
kaynaştırdı"[Enfal 63] buyurur. Bu, şiirlere de konu olmuştur. Şair
şöyleder: "Akraba saydığın ve yakınım dediğin
Seni aldatıp yüz çeviriyorsa
akraban değildir
Akraban sen çağırınca
gelendir
Ve düşmanına karşı sana
destek verendir."
Başka biri de şöyle
demiştir: "insanlarla dost oldum hep onları denedim Çok olaylar yaşadım,
ne çok dersler çıkardım Bağı gözetmeyene akrabalık kar etmez
En sağlam akrabalık
sevgiyle olan imiş.''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Suyuti, Dürrü'l-Mensur (4/100).
Beyhaki der ki:
"Bunu bu şekilde ibn Abbas'ın sözü olarak buldum. Ancak "Bu, şiirlere
de konu olmuştur" kısmının ibn Abbas'a mı yoksa diğer ravilerden birine mi
ait olduğunu bilmiyorum."
8618- İlyas b. Seleme
el-Müeddib der ki: Ebu Rifa'a Ahmed b. Muhammed b. Nadr, Cafer b. Yahya
el-Bermeki'ye şöyle bir mektup yazdı: "Sonrasına gelince, cömertlik bazen
kişiye akrabalık bağından daha çok fayda getirir. Zira cömert olan kişinin sana
yakın akrabalarından daha çok faydası dokunabilir. Uzak olsa cömert olanın
iyiliklerinin sana nasıl ulaştığını, akraban olsa dahi cimri olan kişinin sana
faydasının dokunmadığını görmüyor musun? Cömertlik, cömertlerin başkalarına
karşı her dem canlı tuttukları, kendisiyle iyilik ve ilisanda bulundukları bir
bağdır. En sağlam ve kişiyi diğerine en yakın tutan bağdır. Akrabalık da
kişileri birbirine yakınlaştırdığı için bir değere sahiptir. Sana en yakın
insanlar sana en fazla yakınlık gösteren insanlardır. Bundan dolayıdır ki şöyle
derim: " insanlarla dost oldum, hep onları denedim Çok olaylar yaşadım, ne
çok dersler çıkardım Bağı gözetmeyene akrabalık kar etmez
En sağlam akrabalık
sevgiyle olan imiş."
8619- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre ResuluHah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Ruhlar, bir araya getirilmiş değişik topluluklardır. Onlardan
birbirlerine yakınlık duyanlar kolayca birlikte olup anlaşırlar. Birbirlerine
yakınlık duymayanlar da ayrı durup anlaşamazlar. ''
Buhari, Sahih'de
"Yahya b. Eyyüb şöyle dedi" ifadesiyle ve Müslim, Ebu Hureyre'den
rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Buhari, enbiya (4/104). - Müslimı birr (159-160).
8620- İbn Mes'üd der ki:
"Ruhlar, bir araya getirilmiş değişik topluluklardır. Karşılaştıklarında
atların koklaşması gibi birbirlerini koklarlar. Onlardan birbirlerine yakınlık
duyanlar kolayca birlikte olup anlaşırlar. Birbirlerine yakınlık duymayanlar da
ayrı durup anlaşamazlar. Mümin biri, yüz kişinin bulunduğu bir mescide gelse ve
içlerinden sadece bir tane mümin bulunsa gelir o mümini bulup yanında oturur.
Bir münafık da yüz kişinin bulunduğu bir mescide gelse ve içlerinden sadece bir
tanesi münafık olsa gelir o münafığı bulup yanında oturur."
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu'ş-Şeyh, Emsal (103, 108) ve Taberani, M. el-Kebir 10/283 (10557).
8621 - Amre binti
Abdirrahman bildiriyor: Mekke ahalisinden kadınları güldüren bir kadın vardı ve
müminlerin annesi Aişe'nin yanına girip çıkardı. Medine'de de böylesi bir kadın
vardı. Mekkeli kadın bir defasında Medine'ye geldiğinde Medineli bu kadınla
karşılaştı ve birlikte Aişe'nin yanına girdiler. Aişe ikisini birlikte görünce
birine: "Sen bu kadını tanıyor muydun?" diye sorunca, kadın: "Hayır!
Ama karşılaştığımızda tanıştık" karşılığını verdi. Bunun üzerine Aişe
şöyle dedi: "Doğru söylüyorsun! Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Ruhlar, bir araya getirilmiş değişik topluluklardır. Onlardan
birbirlerine yakınlık duyanlar kolayca birlikte olup anlaşırlar. Birbirlerine
yakınlık duymayanlar da ayn durup anlaşamazlar'' buyurduğunu işittim."
Tahric: İsnadı hasendir.
İbn Ebi Dünya, İhvan (78) Bak: Sehavi, Mekasidu'l- Hasene (s. 51).
8622- Esma b. Ubeyd der
ki: Hasan(-ı Basri)'nin: "Annenin doğurmadığı nice kişi kardeşin
olur" dediğini işittim.
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. İbn Ebi Dünya, İhvan (82) ve Haraiti, el-Münteka min Mekarimi'lahlak
(486) Bak: İbn Abdirabbih, İkdu'l-Ferid (2/314).
8623- İbn Mes'ud der ki:
"Kişinin kalbinde sana karşı ne hissettiğine değil, senin kalbinde ona
karşı ne hissettiğine bak. Zira sen ona karşı kalbinde ne hissediyorsan, o da
aynısını hissedecektir."
Isnadında kopukluk
vardır.
8624- Bişr b. el-H aris
der ki: Adamın biri Yahya b. Kesir'e: "Seni seviyorum" deyince,
Yahya: "Bunu sana karşı olan sevgimden biliyorum" karşılığını verdi.
İsnadı ceyyiddir.
8625- Bişr (b. el-H aris
) der ki: İbn Abbas: "Filan kişi beni seviyor" dedi.
Ona: "Nereden
biliyorsun?" diye sorulunca: "çünkü ben onu seviyorum" dedi.
Tahric: İsnadında
kopukluk vardır. İbn Ebi Dünya, İhvan (75) ve İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s.
108).
8626- Velid b. Utbe der
ki: Kardeşlerimden biri bana yazdığı mektupta şöyle dedi: "Kardeşim!
Sonrasına gelince, Ali b. Ebi Talib: ''Tamahtan uzak olmadıktan sonra her türlü
kardeşlik bitmeye mahkumdur'' demiştir."
İsnadı zayıftır.
8627- Ebu Vail:
"Allah için seven kişinin bu sevgisi bitmez. Dünyalık bir şey için seven
kişinin ise bu sevgisi geçicidir ve bitmesi uzun sürmez" dedi.
Bu konuda yine kitabımda
bulunan bir sonraki rivayet vaidır.
İsnadı zayıftır.
8628- Muaz b. Cebel
bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ahir zamanda
dıştan kardeş. içten düşman olan topluluklar çıkar" buyurdu. "Ey Allah'ın
Resulü! Bu nasıl olur?" diye sorulunca: "Birbirlerine yaranma ve
birbirlerinden çekinme duygusuyla olur" buyurdu.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ahmed, Müsned (5/235) ve DeyIemi, Müsnedü'l-Firdevs 5/452 (8713).
8629- Ebu'l-Abbas
ed-Dağuli der ki: Muhammed b. Ebi Hatim elMuzafferi'nin şöyle dediğini işittim:
"Bir şeyler elde etmek için arkadaşın olanın şerrinden sakın! Zira bu
şeyler kesildiği zaman hiçbir mazeret kabul etmez ve hakkında söylenecek hiçbir
şeyi umursamaz."
8630- Katade'nin bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah için birbirlerini
seven iki kişi içinde sevabı daha fazla olan kişi, diğerini daha fazla seven
kişidir" buyurmuştur.
Mürsel bir hadistir. Bir
sonraki rivayette mevsul olarak gelecektir.
Tahric: Ravileri sika
olan mürsel bir hadistir. Abdurrezzak, Musannef 11/203 (20326).
8631 - Enes'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "A Ilah için
birbirlerini seven iki adam arasında daha üstün olani, diğerini daha çok
sevendir" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı hasendir.
İbnu'l-Ca'd, Müsned 2/1124-1125 (3313), Ebu Ya'la, Müsned 6/143 (3419), Hatib,
Tarıh (11/341), Buhari, el-Edebu'l-Müfred (544), Bağavi, Şerhu's-Sünne (13/52),
Bezzar, Müsned (4/231), Ebu Nuaym, Ahbaru Isbehan (1/297) ve Hakim, Müstedrek
(4/171).
Ferra ise bunu
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Birbirini Allah için seven
iki kişiden ... " lafzıyla rivayet etmiştir.
Abdullah b. ez-Zübeyr
el-Bahili bunu Sabit kanalıyla Enes'ten rivayet ederek mutabaat etmiştir. -
Taberani, M. el-Evsat 3/426 (2920) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/276).
8632- Gaylan b. Cer'ir
der ki: Mutarrif: "Allah için birbirlerini seven iki adam arasında daha
üstün olanı, diğerini daha çok sevendir" dedi. Bunu Hasan'a zikrettiğimde:
"Mutarrif doğru söylemiş" dedi.
Mutarrif yine şöyle
dedi: Ben Mez'ür'u onun beni sevdiğinden daha çok severken nasıl benden daha
üstün olduğunu sorardım. Savaş için Şam'a çıkma emri verildiği zaman başımıza
Mez'ür getirildi. Mez'ür benimle karşılaşınca bineğimin dizginlerinden tuttu.
Ne zaman yola koyulmak isteydiysem Mez'ür beni yerimde tuttu. Ona:
"Yolumuz çok uzun!" dememe rağmen yine yola çıkmama engel oldu. Ona:
"Allah için beni bırakmanı istiyorum! Neden gitmeme engel oluyorsun?"
diyerek Allah için beni bırakmasını istediğimde zar zor işitebileceğim bir
şekilde "Allah'a yemin olsun ki senin için" dedi. Diğer gün
Tahric: İsnadı hasendir.
Fesevi, Ma'rife (2/90-91).
8633- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyuruyor ki:
"Yüce Allah: ''Yeryüzü ahalisine azap vermeye niyetlenirim, ancak evlerimi
ihya edenleri, benim için birbirlerini sevenleri, seher vakitleri benden
mağfiret dileyenleri gördüğümde bundan vazgeçerim'' buyuruyor. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Adiy, el-Kamil (4/1379) Bak: Suyuti, ed-Dürrü'I-Mensur (4/140).
8634- Ma'mer'in Kureyşli
bir adamdan bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Yüce Allah: ''En sevdiğim kullarım, birbirlerini benim için
seven, mescidlerimi ihya eden ve seher vakitlerinde benden mağfiret dileyen
kullarımdır. işte yarattıklarıma azap etmeyi düşündüğüm zaman bunlar aklıma
gelir ve bu azaptan vazgeçerim'' buyuruyor ...
Tahric: İsnadında meçhul
ravi vardır. Abdurrezzak, Musannef 11/204 (20329) Bak: Suyuti, edDürrü'I-Mensur
(4/140).
8635- Ma'mer, Kureyşli
bir adamdan bildiriyor: "Rabbimiz! Senin gerçek ahalin kimlerdir?"
diye sorulunca Yüce Allah şu karşılığı verdi: "Birbirlerini benim için
sevenlerdir. Ben anıldığım zaman benden dolayı anılan, onlar anıldığı zaman da
onlardan dolayı benim anıldığım kişilerdir. Onlar kartalların yuvasına
yönelmesi gibi bana yönelen, kutsallarımın çiğnendiğini gördükleri zaman
sıkıştırılan kaplanın öfkelenmesi gibi öfkeye kapılan kişilerdir."
Tahric: İsnadında meçhul
ravi vardır. Abdurrezzak, Musannef 11/202-203 (20325), İbnu'lMübarek, Zühd
71-72 (216) ve Ahmed, Zühd (s. 74-75).
8636- Said b.
el-Müseyyeb'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Yüce Allah'a imandan sonra kişinin yapacağı en akıllıca iş,
insanlara sevgiyle muamele etmektir. Kişi istişare etmekten geri durmamalıdır.
Dünyada iyilik yapanlar, ahirette iyilik bulacaklardır. Dünyada kötülük
yapanlar da ahirette kötülük bulacaklardır ...
Mahfuz olanı bu şekilde
mürsel alanıdır.
Tahric: İsnadı zayıf
mürsel bir hadistir. Haraiti, el-Münteka min Mekarimi'l-ahlak (478), Hatib,
Tarih (14/125) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra (10/109).
8637- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah'a
imandan sonra kişinin yapacağı en akıllıca iş, insanlara sevgiyle muamele
etmektir" buyurmuştur.
İsnadında zayıflık
vardır.
Tahric: Bezzar, Müsned
(2/397), İbn Ebi Dünya, İhvan (140), İbn Adiy, el-Kamil (5/1987) ve Heysemi,
Mecmau'z-Zevaid (8/17).
8638- Enes der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müslümanlardan iki kişiyi
kardeşleştirdiği zaman bunlardan her biri kardeşini göremediği için sabahı zor
ederdi. Diğer gün de kardeşiyle karşılaştığında sevgi ve güler yüzle onu
karşılar ve: "Seni görmeyeli nasılsın?" diye sorardı. Diğer
müslümanlara gelince de kişinin müslüman kardeşinin ne durumda olduğunu
bilmediği ard arda üç gün dahi olmazdı."
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu Ya'la, Müsned 6/85 (3338) Bak: Heysemi, Mecmau'z-zevaid (8/174) ve İbn
Hacer, Metalibu'l-Aliye 3/8 (2725).
Ebu Abdillah'ın rivayeti
ise şöyledir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müslümanlardan
bazılarını kardeşleştirdiği zaman bunlardan her biri kardeşini göremediği için
sabahı zor ederdi. Diğer gün de bu kardeşini sevgi ve güler yüzle karşılardı.
Diğer müslümanlara gelince de kişinin müslüman kardeşinin ne durumda olduğunu
bilmediği ard arda üç gün dahi olmazdı."
8639- Darimi der ki:
"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından iki kişi
karşılaştıktan sonra ayrılmak istedikleri zaman biri diğerine Asr Süresi'ni
okur, sonra da biri diğerine selam verip öyle ayrılırlardı.''
Başka bir kanalla bunun
aynısı rivayet edilmiştir.
Tahric: İsnadı sahihtir.
Ebu Davud, Zühd (409) Bak: İbn Hacer, el-İsabe (2/289), İbnu'l-Esir,
Üsdü'l-Gabe (3/214) ve Heysemi, Mecmau'z-zevaid (10/233).
8640- Sunabilıi
bildiriyor: Ebu Bekr es-Sıddik'in: "Kişinin Allah için sevdiği kardeşine
ettiği dua kabul edilir" dediğini işittim.
Tahric: İsnadı hasendir.
İbnu'l-Mübarekı Cihad 181 (216) ve Buhari, el-Edebu'l-Müfred (624).
8641- Abdullah b. Ömer
bildiriyor: Ömer b. el-Hattab umre için Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) izin isteyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gitmesine
izin verdi ve: "Kardeşim! Dualarına bizi de ortak eti Dualarında bizi
unutmaı" buyurdu.
Kitabımda bu şekilde
"Kardeşim" lafzıyla buldum.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu Davud 2/169 (1498), Tirmizi 5/559 (3562) ve İbn Mace 2/966 (2894).
8642- Ebu Derda der ki:
"Secdede iken hem kendi isimlerini, hem de babalarının isimlerini tek tek
sayarak otuz tane kardeşime dua ediyorum.''
Tahric: İsnadı hasendir.
İbn Ebi Şeybe, Musannef (2/441).
8643- Derda'nın kocası
Safvan b. Abdillah b. Safvan der ki: Şam'a geldiğimde Ebu Derda'nın yanına
gittim, ama onu evde bulamadım. Ümmü'd-Derda'yı gördüğümde bana: "Bu sene
hac yapacak mısın?" diye sordu. "Evet" karşılığını verdiğimde
Ümmü'd-Derda şöyle dedi: "Bize hayır dua et. Zira Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Müslümanın, Müslüman kardeşine gıyabında yaptığı dua kabul
edilir. Dua edenin başında görevli bir melek bulunur ve bu kişinin her hayır
duasında: ''Amin, Allah sana da aynısını versin'' der'' buyurmuştur."
Çarşıya çıkıp Ebu
Derda'yla karşılaştığımda, o da bana Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) aynı hadisi nakletti.
Müslim, Sahih'te rivayet
etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Müslim, zikr (88).
8644- Bistam b. Müslim
der ki: Muaviye b. Murre'nin (babasından mı yoksa Lokman'dan mı naklen bunu
söylediğini bilmiyorum) şöyle dediğini işittim: "Evladım! Allah'ın salih
kullarıyla birlikte ol ki onlarla oturmayla hayırlar elde edersin. Belki de sen
de içlerindeyken onlara rahmet iner, sen de onlarla birlikte ondan nasibini
alırsın.''
Tahric: İsnadı ceyyiddir.
Ebu Nuaym, Hilye (2/301) ve Ahmed, Zühd (s. 106).
8645- Ebu Derda der ki:
"İçinizden hayırlı olan kişileri sevdiğiniz, içinizde hak olan şeylerin
söylenip onu kabul ettiğiniz sürece hayır üzerinde kalırsınız. Zira hak olan
şeyi kabul eden kişi de onu yapmış gibidir."
Tahric: İsnadında durumu
meçhul ravi vardır. Ebu Nuaym, Ahbaru Isbehan (2/97).
8646- Halef b. Temim der
ki: Süfyan es-Sevri'nin: "Kalbimin Mekke ve Medine'de garip, yoksul ve
mahrum kişilerin arasında rahat ettiğini gördüm" dediğini işittim.
İsnadı hasendir.
8647- Vehb b. Münebbih
der ki: "Elinden geldiği kadarıyla kardeşlerini çok tut. Zira onlardan
uzak durduğun zaman sana zararları dokunmaz, onlara muhtaç olduğun zaman da
sana fayda verirler.''
lsnadında kopukluk
vardır.
8648- Abdulkerim der ki:
Hasan(-ı Basri)'nin: "Bin kişinin dostluğunu bir kişinin düşmanlığı
karşılığında satın alma" dediğini işittim.
Tahric: İsnadında meçhul
ravi vardır. İbn Hibhan, Ravdatu'l-Ukala (s. 94).
8649- Kadı Ebu Bekr b.
Kamil bildiriyor: Ubeydullah b. İbrahim en-
Nahvi bana Halil b.
Ahmed'e ait olan şu beyitleri okudu:
"Elinden
geldiğinde, çok kardeş edin
Hem sırdaşm, hem
istediğinde yardımcm olurlar t\klı başında biri için bin dost az iken
Tek bir düşman bile çok
sayılır.''
Tahric: İbn Hibban,
Ravdatu'l-Ukala (s. 94).
8650- Ahmed b. Yahya
Sa'leb der ki: Abdullah b. Şebib: "Dostların bir araya gelmesinin dertleri
azalttığı söylenirdi" dedi ve şu beyitleri okudu:
"Tat veren bir şey
kalmadı
akıllı kişilerin
sohbetinden başka
Biz bunları az olarak
görürdük Meğer azdan da daha azlarmış."
İsnadı zayıftır.
8651 - Esed b. Said der
ki: (İmam) Şafii'nin: "Kardeşlerin sohbetinin verdiği huzur, dostların
ayrılığının sebep olduğu üzüntü gibisi yoktur" dediğini işittim.
İsnadı zayıftır.
8652- Vaiz Ebu Osman
Said b. İsmail der ki: "Üç şey, Allah için sevmenin göstergelerindendir.
Biri, aradaki sevginin saf olması için bir şeyleri infak etmektir. Diğeri,
sevilen kardeşin istediği için kişinin kendi istediğinden vazgeçmesidir. Bir
diğeri de, aradaki bağın sağlam olması için kardeşin sevdiği ve sevmediği
şeyleri dikkate alıp bu yönde kişinin elinden gelen gayreti
göstermesidir."
8653- Mücahid der ki:
İbn Ömer'e Mekke'den Medine'ye kadar yoldaşlık ettim. Bu yolculuk sırasında da
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen sadece şu hadisi rivayet
ettiğini işittim: "Mümin hurma ağacına benzer. Arkadaş! olursan sana fayda
verir. Bir konuda onunla istişare etsen sana fayda verir. Onunla oturduğun
zaman da sana fayda verir. Her haliyle sana faydası dokunur. Hurma ağacı da
aynı şekilde her şeyiyle sana fayda verir ...
Aynı isnadla Leys'in
şöyle dediği zikredilir: "Bu hadisi Mücahid'in İbn Ömer'den naklen
zikrettiğini işittim. Ancak Muhammed b. Tarık bana İbn Ömer'in bunu
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen aktardığını söyledi."
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu'ş-Şeyh, Emsal (353), Taberani, M. el-Kebir 12/418 (13541) ve Ebu Nuayın,
Hilye (8/129).
8654- Mücahid der ki:
"Mümin kişi kardeşinden hiçbir konuda istifade etmese bile ondan utanıp
çekindiğinden dolayı günah işlemekten çekinir.''
İsnadı zayıftır.
8655- Evzai der ki:
Bilal b. Sa'd'ın şöyle dediğini işittim: "Her karşılaştığın zaman Yüce
Allah'tan nasibini sana hatırlatan bir kardeş, senin ıçın, her karşılaştığında
avucuna bir dinar bırakan kardeşten daha hayırlıdır."
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. İbn Ebi Dünya, İhvan (85), Mervezi, Zevaidü'z-Zühd (s. 167), Ahmed,
Zühd (s. 385), Ebu Nuaym, Hilye (5/225) ve İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve
(4/218).
8656- Ebu'l-Hasan
Muhammed b. İsmail el-Alevi der ki: Cafer b. Muhammed b. Nusayr'ın şöyle
dediğini işittim: "Cahilin sana yumuşak davranması sonunda sende gurura
sebep olur. Alimin seni azarlaması ise sonunda sana sevinci getirir."
8657- Abdullah b. Busr
der ki: "Denilirdi ki, yirmi veya daha az veya daha fazla kişinin
bulunduğu bir toplulukta bulunup da yüzlerine baktığın zaman Yüce Allah için
kendisine saygı gösterilecek tek bir kişi bulamazsan bil ki din zayıflamış
demektir."
Tahric: İsnadı hasendir.
Ahmed, Müsned (4/188) ve İbn Asakir, Tarihu Dimaşk (7/312).
8658- Ezher b. Abdillah
el-Havari bildiriyor: Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından
Abdullah b. Busr'un şöyle dediğini işittim: "Yirmi veya daha az veya daha
fazla kişi bir araya gelip de içlerinde Yüce Allah için kendisine saygı
gösterilecek tek bir kişi bulunmazsa din zayıflamış demektir, denildiğini
işitirdik."
İsnadı hasendir.
8659- Ebu Süleyman der
ki: "Gerçek kardeş henüz sana bir şey demeden onu görmenle sana öğüdünü
verebilen kişidir. Bazen lrak'taki kardeşlerimden birini sadece görmemle bir ay
boyunca amel ederdim."
8660- Üstad Ebu Ali
el-Verrak der ki: "Görünüşü sana öğüt vermeyen kişinin konuşması sana öğüt
verecek değildir.''
Tahric: Ebu Nuaym, Hilye
(10/359-360).
8661- Ebu Abdirrahman
es-Sülemi der ki: Dedemin: "Görünüşüyle seni doğru yola yönlendirmeyen
kişi bil ki, güzel ahlak sahibi değildir" dediğini işittim.
8662- İbnu'l-A'rabi der
ki: "Hayayı, kendilerinden haya edilen kişilerle oturarak ihya edin,
denilirdi."
8663- Ebu Bekr el-Hecemi
el-Basri der ki: Adamın biri Sehl b. Abdillah'a: "Ey Ebu Muhammed! Kiminle
oturmamı tavsiye edersin?" diye sorunca, Sehl: "Diliyle değil de davranışlarıyla
seninle konuşan kişilerle otur" dedi.
8664- Hasan( -ı Basri)
der ki: "İnsanlar, birbirlerinden (akıl ve amel bakımından) farklı
oldukları sürece hayır üzere kalırlar. Ancak hepsi bir ve aynı olduğu zaman
helak oldular demektir."
Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e
tıklayın:
62. Şube: Selam’a
karşılık vermek