ŞUABU’L-İMAN

61. ŞUBE: Dindarlarla olmak...

 

Karşılaşma Anında Musafaha, Sarılma ve Saygıya Yönelik Benzeri Şeyler

 

8540- Katade der ki: Enes'e: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında musafaha yapılır mıydı?" diye sorduğumda: "Evet!" dedi. Hasan da musafaha yapardı.

 

İsnadı sahihtir.

 

İbn Abdan rivayet ederken: "Enes de, Hasan da musafaha yapardı" eklemesini yapar.

Buhari, Sahih'de Amr b. Asım kanalıyla Hemmam'dan rivayet etti. - Buhari, istizan (7/135-136).

 

 

 

8541- Katade der ki: Enes'e: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabı musafaha yapar mıydı?" diye sorduğumda: "Evet!" dedi.

 

Tahric: İsnadı hasen olan sahih bir hadistir. Tirmizi 5/75 (2729).

 

 

 

8542- Katade der ki: İyas b. Beyhes, Enes'e: "Yolculuktan gelen kardeşiyle musafaha yapan (tokalaşan) kişi hakkında ne dersin?" diye sorduğumda: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabı musafaha yapardı" dedi.

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

8543- Enes'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah için birbirini seven iki kul karşılaştıklarında musafaha yapıp peygambere (bana) salavat getirdiklerinde birbirlerinden ayrılmadan geçmiş ve gelecek günahları bağışlanır. ''

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (3/969), Ebu Ya'la, Müsned 5/334 (2960), İbnu'sSünni, Amelu'l-yevm ve'l-leyle (194) ve Buhari, Tarih (2/1/252) Bak: Zehebi, Mizan (2/45) ve İbn Hacer, el-Lisan (2/426).

 

 

 

8544- Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: ''Birbirini (Allah için) seven iki kişi karşılaştığında musafaha yaptığında her ikisinin de günahları ağaçların yapraklarının dökülüşü gibi dökülür. ''

 

Tahric: İsnadı çakzayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (3/969).

 

 

 

8545- Enes'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "iki müslüman karşılaşıp biri diğerinin elini alıp tokalaştığı zaman Yüce Allah onlarınedeceği duaya icabet eder ve henüz birbirlerinden ayrılmadan onları bağışlar."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Ya/la, Müsned 7/165-166 (4139), Bezzar, Müsned (2/419-420), Ahmed,Müsned (3/142) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/173).

 

 

 

8546- Abdurrahman b. el-Esved der ki: "Elle tokalaşmak selamlaşmayı tamamlayan unsurlardandır."

Başka bir kanalla merfu olarak da rivayet edilmiştir .

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/432), İbn Asakir, Tarihu Dimaşk (17/274) ve İbn Ebild-Dünya, İhvan (119).

 

 

 

8547- Ebu Umame'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kişinin elini hastanın üzerine koyup nasıl olduğunu sorması hasta ziyaretini tamamlayan unsurlardandır. Tokalaşma da selamlaşmayı tamamlayan şeylerdendir. ''

 

Tahric: İsnadı çokzayıftır. Tirmizi 5/76 (2731).

 

 

 

8548- İbn Mes'üd'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): 'Tokalaşma da selamlaşmayı tamamlayan şeylerdendir" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Tirmizi 5/75 (2730).

 

 

 

8549- Selman el-farisl'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Müslüman kişi kardeşiyle karşılaştığında elini sıktığı zaman rüzgarlı bir günde kuru yaprağın ağaçlardan dökülmesi gibi ikisinin günahları dökülür ve günahları denizdeki köpük kadar çok olsa da bağışlanır. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Taberani, M. el-Kebir 6/315 (6150) Bak: Heysemi, Mecmau'z-zevaid (8/37).

 

 

 

8550- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Huzeyfe'nin yanında durdu ve: "Ey Huzeyfe' Elini bana ver" buyurdu. Ancak Huzeyfe elini vermedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikinci kez aynı şeyi söyleyince Huzeyfe yine elini uzatmadı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üçüncü kez aynı şeyi söyleyince Huzeyfe: "Ey Allah'ın Resulü! Cünübüm ve bu şekilde elimin eline değmesini istemiyorum" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi müslüman kardeşiyle karşılaştığında selam verdikten sonra elini tutup musafaha yaptiğında her ikisinin de hata ve günahları ağaçların yapraklarının dökülüşü gibi dökülür" buyurdu.

 

Tahric: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/37).

 

Velid b. Rebah'ın Ebu Hureyre'den bildirdiğine göre Muaz, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile karşılamış ve bu olay yaşanmıştır. Ancak söz konusu kişinin Huzeyfe olması daha makuldür. Doğrusunu da Allah bilir.

 

 

 

8551 - Huzeyfe'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Mümin, müminle karşılaştığında onunla tokalaştığı zaman her ikisinin de günahları ağaçların yapraklarının dökülüşü gibi dökülür. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberani, M. el-Evsat (247) ve Deylemi, Müsnedü'l-Firdevs 1/190 (714).

 

 

 

8552- Bera'nın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kişi kardeşiyle karşılaştığında onunla musafaha yaptığı zaman ağaçların yapraklarının dökülmesi gibi günahları başlarından aşağıya dökülür. ''

 

İsnadı zayıftır.

 

Ahlec aynısını Ebu İshak'tan "Ayrılmadan önce günahları bağışlanır" lafzıyla rivayet etmiştir. - Tirmizi 5/74 (2727), Ebu Davud 5/388 (5212) ve İbn Mace 2/1220 (3703).

 

 

 

8553- Bera'nın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Öğle namazından önce dört rekat nafile namaz kılan kişi bu namazı Kadir gecesinde kılmış gibi olur. Müslümanlar da musafaha yaptıkları zaman üzerlerinden dökülmeyen tek bir günah kalmaz."

 

Tahric: İsnadında mestur ravi vardır. Bak: Hatib et-Tebrizi, el-Mişkat (3/1330).

 

Kitabımda bu şekilde ravi ismi Mansur b. Abdinahman olarak geçmiştir.

Ebu Amir el-Akadi ise bunu Ammar b. Mansur b. Abdillah - İbn Lut Bera kanalıyla rivayet etti.

 

 

 

8554- Bera b. Azib'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "iki müslüman karşılaştığında musafaha yapar, Allah'a hamdeder ve O'ndan mağfiret dilerlerse bağışlanırlar."

 

Yahya ise rivayet ederken farklı olarak Zeyd Ebu'l-Hakem ismini kullanır ve gerisini aynı şekilde aktarır.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Davud 5/388 (5211).

 

 

 

8555- Yezid b. el-Bera b. Azib, babasından bildiriyor: Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girdiğimde beni hoşça karşılayıp elimi sıktı ve: "Ey Bera'! Neden elini sıktığımı biliyor musun?" diye sordu. "Ey Allah'ın Resulü! Hayırl" dediğimde: "Bir müslüman bir müslümanla karşılaştığında güler yüzle onu karşılayıp elini de sıktığı zaman ağaç yapraklarının uçup dağılması gibi günahları uçuşup gider" buyurdu. 

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (4/289) ve İbn Ebi Dünya, İhvan (11 1).

 

Bize bildirildiğine göre Şa'bi şöyle demiştir: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashahı karşılaştıkları zaman tokalaşırlardı. Yolculuktan döndükleri zaman da birbirlerine sarılırlardı." - İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/431-432), Bağavi, Şerhu's-Sünne (12/292) ve İbn Ebi'dDünya, İhvan (118, 126).

 

Ebu Zer de Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine sarılmasını anlatırken:

"Bir gün bana haber gönderip yanına çağırdı. Geldiğimde bana sarıldı ki bu hareketi çok çok güzeldi."

 

 

 

8556- Abdullah el-Anezi der ki: Ebu Zer'e: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karşılaştığı kişilerle musafaha yapıp sarılır mıydı?" diye sorduğumda:

"Bunu bilen birine sordun" dedi ve şöyle devam etti: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ne zaman benimle karşılaşsa elimi sıkardı. Bir defa hariç ki bu defası hepsinden daha güzeldi. Vefatına sebep olan hastalığı sırasında haber gönderip yanına çağırdı. Yanına vardığımda uzanmıştı. Üzerine eğildiğimde kollarını kaldırıp bana sarıldı."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Davud 5/389-390 (5214).

 

 

 

8557- Ömer b. el-Hattab'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "iki müslüman karşılaşıp musafaha yaptıklarında Yüce Allah aralarına yüz tane rahmet indirir. Bu rahmetin doksanı. musafahaya ilk önce başlayan kişi için, onu da buna karşılık veren kişi içindir.''

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. Selımi, Tarihu Cürcan (402), Bezzar, Müsned (2/419) ve Tirmizi, Nevadiru'l-Usul (s. 245).

 

 

 

8558- Enes der ki: "Ey Allah'ın Resulü! Birimiz karşılaştığı kardeşinin önünde eğilsin mi?" diye sorulunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır!" karşılığını verdi. "Ona sarılsın mı?" diye sorulunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır!" karşılığını verdi. 

 

Tahric: İsnadı hasendir. Tirmizi 5/75 (2728) ve İbn Mace 2/1220 (3702).

 

 

 

8559- Enes b. Malik. der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından birine kişinin karşılaştığı birini (yanaklarından) öpüp öpemeyeceğini sorduğumda: "Hayır" dedi. "Önünde eğilebilir mi?" diye sorduğumda yine: "Hayır!" dedi. Musafaha konusu sorulunca ise buna ruhsat verdi.

 

İsnadı hasendir.

 

Hanzala es-Sedusi'nin rivayette tek kaldığı rivayetlerden biridir. Ömrünün son zamanlarında da ezberini karıştırmaya başlamıştır. Doğrusunu Allah bilir.

El öpme konusunda ise savaşta hezimete uğrayıp kaçanların kıssasında (Abdullah b. Ömer'in): "Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaklaşıp elini öptük" dediği bildirilmiştir.  - Ebu Davud, edeb 5/393 (5223) ile cihad 3/106-107 (2647) ve İbn Mace 5/1221 (3704).

 

Yine bize bildirildiğine göre Hz. Ömer ne zaman Şam'a gitse Ebu Ubeyde b. el-Cerrah onu karşılayıp elini öperdi. - İbn Ebı Şeybe, Musannef (8/562), Haditl, Mekarimu'l•Ahlak (450), İbn Ebi Dünya, İhvan (129) ve Bağavi, Şerhu's-Sünne (12/292).

 

 

 

8560- Ümmü Eban binti Vazi' b. Zari', Abdulkays heyeti içinde bulunan dedesi Zari'den bildiriyor: Medine'ye geldiğimizde aceleyle bineklerimizden inip Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ellerini ve ayaklarını öpmeye başladık. Münzir el-Eşec ise bizim gibi acele davranmadı. Heybesine gidip (yeni) giysilerini giydi ve Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) huzuruna bu şekilde çıktı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Sende Yüce Allah'ın sevdiği iki haslet var. Bunlar da hilim ile ağırbaşlılıktır" buyurdu. Münzir: "Ey Allah'ın Resulü! Bunlar sonradan kazandığım hasletler mi yoksa Yüce Allah beni bu hasletlerle mi yarattı?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Aksine Yüce Allah seni bu iki haslet üzerine yarattı" buyurdu. Bunun üzerine Münzir:

"Kişiliğimi Yüce Allah'ın ve Resulü'nün sevdiği iki hasletle yoğuran Allah'a hamdolsun!" dedi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Davud 5/395 (5225).

 

Şa'bi'den naklen bize bildirildiğine göre Cafer b. Ebi Talib, Habeşistan'dan döndüğü zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona sarılmış ve gözlerinin arasından öpmüştür. - Ebu Davud 5/392 (5220).

 

Bununla ilgili hadisleri es-Sünenü'l-Kübra'da Nikah konusu içinde zikrettik.- Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra (7/99-102).

 

 

 

8561- Abdullah b. Cafer der ki: "Cafer b. Ebi Talib, Habeşistan'dan geldiğinde Resetlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu karşıladı ve onu dudaklarından öptü. Vallahi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cafer'in gelişine mi, yoksa Hayber'in fethedilmesine mi daha çok sevindiğini bilemiyorum."

 

Hadisi bu şekilde buldum. Onu gözlerinin arasından öptüğünü söyleyen rivayet mürsel olsa da daha sahihtir. Doğrusunu Allah bilir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 2/110-111 (1478) ve Bağavi, Şerhu's-Sünne (12/292).

 

 

 

8562- Hz. Aişe der ki: "Cafer arkadaşlarıyla birlikte (Habeşistan'dan) döndüğü zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu karşıladı ve gözlerinin arasından öptÜ.''2

Ebu Ahmed der ki: "Ebu Katade el-Harfini bunu Sevri - Yahya b. Said - Amre - Aişe kanalıyla rivayet etmiştir."

 

Halimi der ki: "Birine yakınlaşma ve ilişkileri sıcak tutma yollarından biri de yemek ikramında bulunmaktır. Bu yöndeki hadisleri daha önce zikretmiştik."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (6/2225), İbn Ebi Dünya, İhvan (123-124) ve TaberanI, M. el-Kebir 22/100 (244), el-Evsat 3/18-19 (2024) ile es-Sağir (1/19).

 

 

Yemek ikramından kasıt, ihtiyaç sahibi olanlara yemek yedirme olabilir. Ya da bundan kasıt misafir ağırlama olabilir. Bunların her ikisi de olabilir. Yemek ikramında bulunmanın da kişiler arası sevgi ve ülfeti arttırmada çok büyük bir etkisi vardır. Misafir ağırlama konusunda da sahih olan birçok rivayet gelmiştir. Halimi bunlara bir bölüm ayırmıştır.

 

 

 

8563- İbn Ömer bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Selamı yayın, yemek ikramında bulunun ve Yüce Allah'ın emrettiği gibi birbirinize kardeş olun" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı hasendir. 7539. hadiste geçti.

 

 

 

8564- Yezid b. el-Mikdam b. Şurayh, babasından naklen dedesi Hani b.

Şureyh'ten bildiriyor: Kabilem arasında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına ilk gelen kişi ben oldum. Geri döneceğimiz zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelenlerden her birine kendi bölgesinde istediği bir araziyi (ıkta olarak) verdi. Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Beni cennete sokacak bir amel söyle" dediğimde: "Güzel konuşmaya ve yemek ikramında bulunmaya çalıŞ" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (S/331), Buhari, el-Edebu'l-Müfred (SU) ile Halk efıili'l-ibıid (s. 33), Hatib, el-Muvaddah (2/5), İbn Ebi Dünya, es-Samt (303), Hakim, Müstedrek (1/23) ve Ebu Nuaym, Ahbaru Isbehan (2/34).

 

 

 

8565- Hamza b. Suheyb, babasından bildiriyor: Ömer b. el-Hattab, bana:

"Be adam! Üç şey sende olmasaydı iyi biri olurdun. Birincisi, Rumlardan olmana rağmen kendini Araplara nispet ediyorsun. İkincisi çocuğun olmamasına rağmen "Ebu Yahya" künyesini kullanıyorsun. Üçüncüsü de çokça yemek ikramında bulunuyorsun" deyince, şu karşılığı verdim: "çocuğum olmamasına rağmen Ebu Yahya künyesiyle çağrılınam konusunda, bu künyeyi bana veren bizzat Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) idi. Rumlardan olmam konusuna gelince, soyumu ve nesebimi bildikten sonra Rumlar beni Musul'da esir olarak almış. Halbuki ben Nemir b. Kasit oğullarından biriyim. Çokça yemek ikramında bulunmam konusuna gelince ise Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''En hayırimız, başkalarına yemek ikramında bulunandır'' buyurduğunu işittim."

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Mace 2/1231 (3738).

 

 

 

8566- Muaz b. Cebel'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bir mü mine doyacak şekilde yemek yediren kişiyi Yüce Allah cennete, kapılarından öyle bir kapıdan geçirir ki o kapıdan sadece aynısını yapanlar girebilirler. "

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 20/85 (162), İbn Adiy, el-Kamil (5/1770) ve Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (3/131).

 

 

Halimi der ki "Birine yakınlaşma ve ilişkileri sıcak tutma yollarından biri de karşılıklı hediyeleşmektir."

 

 

 

8567- Enes b. Malik der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanlar arası ilişkileri geliştirmek için hediyeleşmeyi emrederdi.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu' ş-Şeyh, Ahlakü'n-Nebi (s. 253) ve Beyhaki, es-Sünenü'I-Kübra (6/169) ile Adab (94).

 

 

 

8568- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hediyeleşin ki birbirinize olan sevginiz artsın" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu'ş-Şeyh, Emsal (245), Ebu Ya'la, Müsned 11/9 (6148), Dulabi, el-Kuna (1/150, 2/7), Buhari, el-EdEbu'I-Müfred (594), İbn Adiy, el-Kamil (4/1424) ve Kudai, Müsnedü'ş-Şihab (657).

 

İbn Bukeyr rivayet ederken "Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)..." ifadesini kullanır.

 

 

 

8569- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Ey imkan sahipleri! Hediyeleşin! Zira hediye (kalpteki) kini giderir. Şayet bir hayvan paçası veya kolu -ravi Aiz hangisi olduğu konusunda tereddüt etmiştir- yemeğine davet edilecek olsam bu davete icabet ederdim. Hediye olarak bana bir hayvan paçası (veya kolu) verilecek olsa bunu kabul ederdim."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Nuaym, Ahbaru Isbehan (2/91), İbn Adiy, el-Kamil (2/693-694), Taberani, M. el-Evsat 2/316 (1549), Bezzar, Müsned (2/394), Ebu'ş-Şeyh, Emsal (442) ve İbn Hibban, el-Mecruhin (2/183).

 

 

 

8570- Başka bir kanalla bir önceki hadisin aynısı rivayet edilmiş, ancak ''ey imkan sahipleri'' ibaresi geçmemiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Nuaym, Ahbaru Isbehan (2/301).

 

 

 

8571- Ümmü Hakim binti Zira' -veya binti Veda'- der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Zengin olan kişi fakir olan kişiden neyi alması daha uygun olur?" diye sorduğumda: "Nasihat ve duasını alabilir" buyurdu. Ona: "Onların yapacağı lütuf kabul edilmesin mi?" dediğimde: "Bana hediye olarak bir hayvan paçası verilecek olsa kabul ederdim. Yine paça yemeğine davet edilecek olsam bu davete icabet ederdim" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Sa' d, Tabakat (8/307) Bak: İbn Hacer, el-İsCibe (4/427).

 

Yine Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hediyeleşin! Bu şekilde birbirinize karşı kalbinizde olan sevgi artıp içinizdeki kin gider" buyurduğunu işittim. - Taberani, M. el-Kebir 25/162-163 (393) ve Deylemi, Müsnedü'l- Firdevs 2/46 (2269) Bak:

İbnu'l-Esir, Üsdü'l-GCibe (7/323).

 

Yine Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Anne baba duası ile bu duanın kabulü arasında bir engel olmaz" buyurduğunu işittim. - İbn Mace 2/1271 (3863).

 

 

 

8572- Hz. Aişe der ki: Ümmü Sünbüle el-Eslemiyye evime geldi. Yanında da Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hediye olarak bir tulum süt getirmişti. Süt tulumunu yanımda koydu, beraberinde de bir kase vardı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içeriye girince: "Merhaba Ümmü Sünbüle! Hoş geldin" dedi. Ümmü Sünbüle: "Anam babam sana feda olsun! Hediye olarak sana şu süt tulumunu getirdim" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah sana bereketle ihsan etsin!" karşılığını verdi ve bana: "Şu kaseye biraz dök" buyurdu. Kaseye süt döküp verdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kaseyi alınca ona: "Hani hiçbir bedeviden hediye kabul etmeyeceğini söylemiştin?" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Aişe! Eslem bedevileri bedevi değildir. Onlar bizim kenar semtlerimizin ahalisidir. Biz de onların şehirlisiyiz. Biz onları davet ettiğimiz zaman buna icabet ederler, onlar da bizi davet ettiği zaman onların davetine icabet ederiz" buyurdu ve sütü içti.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Ya'la, Müsned 8/209-210 (4773), Ahmed, Müsned (6/133), Bezzar, Müsned (2/395-396), Taberani, M. el-Kebir 25/163 (396) Bak: İbnu'l-Esir, Üsdü'l-Gabe (7/348), Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (4/149) ve İbn Hacer, Metalib (1/428).

 

 

 

8573- Ma'mer der ki: A'meş, Hasan b. Umare'nin Kufe'deki haksızlıkları gidermekten sorumlu tutulduğunu duyunca: "Zalim biri haksızlıkları gidermekten sorumlu tutulmuş" dedi. Hasan, A'meş'in böyle dediğini işitince ona giysiler ve bir miktar para gönderdi. A'meş bunları alınca: "İşte böylesi birinin bize vali olması gerekiyordu. Zira küçüklerimize merhamet eder, fakirimizi ziyarete gelir ve büyüklerimize saygı gösterir" demeye başladı. Adamın biri ona: "Ey Ebu Muhammed! Adam hakkında dün neler söylüyordun!" deyince, A'meş şu karşılığı verdi: "Hayseme'nin bana bildirdiğine göre İbn Mes'ud: ''Kalpler kendisine iyilik edeni sevecek, kötülük edenden de nefret edecek şekilde yoğrulmuştur'' demiştir."

Mahfuz olanı bu şekilde mevkuf olanıdır.

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (2/701) ve İbn Ebi Hitim, İlelü'l-Hadıs (2/333-0 334).

 

 

 

8574- İsmail el-Hayyat bildiriyor: Hasan b. Umare, A'meş'in kendisine kötü şeyler söylediğini haber alınca ona giysiler gönderdi. Daha sonra A'meş, Hasan'ı övmeye başladı. Ona: "Önce kınadın, şimdi de övüyor musun?" denilince, A'meş şu karşılığı verdi: "Hayseme'nin Abdullah b. Mes'üd'dan naklen bana bildirdiğine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kalpler kendisine iyilik edeni sevecek, kötülük edenden de nefret edecek şekilde yoğrulmuştur'' buyurmuştur."

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (2/701), Ebu'ş-Şeyh, Emsal (160), Ebu Nuaym, Hilye (4/121), İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 243) ve İbnu'l-Cevzi, İlel (2/29). Bak: Zehebi, Mizan (1/514)

 

 

Ebu Ahmed b. Adiy der ki: "Hadisi merfü olarak sadece bu hocanın kanalıyla yazmışımdır. Merfü olarak da sadece bu kanalla rivayet edildiğini biliyorum. Zira hadis A'meş'ten mevküf olarak bilinir."

 

Kişileri birbirine yakınlaştıracak şeylerden biri de karşı tarafa elden geldiğince sevgiyle, güzel ahlakla ve iyi bir şekilde yaklaşmaktır.

 

Nu'man b. Beşir'den naklen bize bildirildiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müminier, birbirlerine karşı gösterdikleri sevgi. merhamet ve şefkat yönünden bir bedene benzerler. Bu bedenin bir organı rahatsızlansa diğer organlar da uykusuz kalarak ve ateşlenerek bu rahatsızlığı paylaşırlar" buyurmuştur. - 7203. hadiste geçti.

 

Yine Enes b. Malik'ten naklen bize bildirildiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Birbirinize kin tutmayın' Birbirinize haset etmeyin! Birbirinize sırt çevirmeyin' Yüce Allah'ın kardeş kullan olun! Bir müslümanın müslüman kardeşiyle üç günden daha fazla dargın kalması helal değildir" buyurmuştur.

 

Başka bir rivayette ise: "(Dargın olanların) en hayıriısı da diğerine ilk önce selamı veren kişidir" ifadesi kullanılır. Her iki hadisin de isnadı daha önce geçmişti.

 

 

 

8575- Rabl' b. Enes bildiriyor: Hasane -ı Basri), "Ben buna karşılık sizden, yakınlara sevgiden başka bir ücret istemiyorum"[Şura 23] buyruğunu açıklarken: "Kendisine itaat ederek Allah'a yaklaşmaya çalışan her kişiyi sevmen gerekir" demiştir. 

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/350).

 

 

 

8576- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "imanın tadına varmak isteyen kişi birini sevecekse sadece Allah için sevsin" buyurmuştur. 

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (s. 298) ve Hakim, Müstedrek (40/168).

 

 

 

8577- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde Yüce Allah: ''Benim rızam için birbirlerini sevenler nerede? Hiçbir gölgenin bulunmadığı böylesi bir günde onları kendi gölgemde gölgelendireceğim'' buyurur. ''

 

İsnadı hasendir.

 

İbrahim b. Tahman bunu Malik'ten bu isnadla rivayette tek kalmıştır. Mahfuz olanı ise bir sonraki rivayette olduğu gibi Malik kanalıyla Abdullah b. Abdirrahman Ebu Tuvale'den rivayet edilmesidir.

 

 

 

8578- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde Yüce Allah: ''Benim rızam için birbirlerini sevenler nerede? Hiçbir gölgenin bulunmadığı böylesi bir günde onları kendi gölgemde gölgelendireceğim'' buyurur.''

 

İsnadı sahihtir.

 

Müslim, Sahıh'de Kuteybe kanalıyla Malik'ten rivayet etti. - Müslim, birr (37).

 

Fuleyh b. Süleyman da bunu Abdullah b. Abdirrahman'dan rivayet etmiştir.

Yine Ebu Hureyre'den naklen bize bildirildiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı bir günde (kıyamet gününde) yedi kişi Yüce Allah'ın gölgesinde olacaktır. Bunlardan biri, Yüce Allah için birbirlerini seven ve O'nun için bir araya gelip ayrılan iki kişidir. ''- 545. hadiste geçti.

 

 

 

8579- Ebu İdris el-Havlani anlatıyor: Dimaşk mescidine girdiğimde genç ve bembeyaz dişleri olan birini gördüm. Yanında insanlar da bulunuyordu. Bir şeyde anlaşmazlığa düştükleri zaman ona başvurup onun söylediğini kabul ediyorlardı. Kim olduğunu sorduğumda, Muaz b. Cebel olduğunu söylediler. İkinci gün öğle vakti mescide gittinı, ancak onun benden erken davrandığını ve içeride namaz kıldığını gördüm. Namazı bitirmesini bekledim. Bitirince de ön tarafından gelip ona selam verdim ve: "Yemin olsun ki seni Allah için seviyorum!" dedim. "Böyle olduğuna dair Allah adına yemin eder misin?" diye sorunca: "Vallahi!" dedim. Bunun üzerine cübbemden tutup beni kendisine doğru çekti ve şöyle dedi: "O zaman sana müjdeler olsun! Zira Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yüce Allah: "Benim için birbirini sevenler, benim için birbiriyle oturanlar, benim için birbirlerine yardım edenler ve benim için birbirini ziyaret edenler sevgimi hak eder" buyurur'' buyurduğunu işittim."

 

Ebu Hazım, Ebu İdris'ten bu şekilde rivayet etmiştir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Taberani, M. el-Kebir 20/80 (ısA), Bağavi, Şerhu's-Sünne 13/49-50 (3463), Hakim, Müstedrek (4/168-169), Malik, Muvatta (s. 953) ve Ahmed, Müsned (5/247).

 

 

 

8580- Ebu İdris anlatıyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından yirmi kişinin bulunduğu bir halkada oturdum. İçlerinde sürme gözlü ve bembeyaz dişleri olan bir genç vardı. Yanındakiler bir konuda anlaşmazlığa düştüğü zaman bu gence başvuruyordu. Diğer gün Mescid'e geldiğimde o genci bir sütuna doğru namaz kılarken gördüm. Ben de yanında oturdum. Namazını bitirince susup bir şey konuşmadı.

Ona: "Allah için seni seviyorum" dediğimde, bana: "Böyle olduğuna dair Allah adına yemin eder misin?" diye sordu. Ona: "ValIahi!" karşılığını verdiğimde: "Allah için birbirlerini sevenler (kıyamet gününde) gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı bir günde Yüce Allah'ın gölgesinde olacaklardır. Bunlar için nurdan tahtlar kurulacak, Rablerine olan yakınlıklarından dolayı peygamberler, şehitler ve tüm elçiler onlara gıpta edecektir" dedi.

 

Ubade b. es-Samit'in yanına gidip Muaz'ın bu dediğini zikrettiğimde Ubade: "Sana bizzat Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ağzından işittiğim bir hadisi rivayet edeyim" karşılığını verip (Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen) şöyle dedi: "Yüce Allah: ''Benim için birbirlerine yardım edenler sevgimi hak eder. Benim için birbirlerine dürüst davrananlar ve benim için birbirleriyle bağlarını kesmeyenler sevgimi hak eder'' buyurur. "

 

Ata el-Horasani de bunu Ebu İdris el-Havlani'den bu şekilde rivayet etmiştir

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ahmed, Müsned (5/229), Hakim, Müstedrek (4/169-170), Tayalisi, Müsned (s. 78) ve Fesevi, Ma' rife (2/234).

-- Taberani, M. el-Kebir 20/79 (146, 147, 148), Hakim, Müstedrek (4/170), Fesevi, Ma'rife (2/325-326), Ahmed, Müsned (5/233), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/145) ve Ebu Nuaym, Hilye (5/121-122).

 

 

 

8581- Ebu İdris el-Havlam der ki: Ebu Derda'ya yetiştim ve sözlerini dinledim. Ubade b. es-Samit'e de yetişip sözlerini dinledim. Şeddad b. Evs'e de yetişip sözlerini dinledim. Muaz b. Cebel'i ise kaçırdım. Ancak filan kişinin -Süfyan der ki: Zühri bu kişinin adını da zikretti, ancak ben unuttum- bana bildirdiğine göre Muaz b. Cebel ne zaman bir mecliste otursa: "Allah hikmet sahibidir, adaletlidir, ismi yücedir. Onu inkar edenler helak olmuşlardır" derdi. 

Başkası ise bunu Ebu İdris - Yezid b. Amire - Muaz kanalıyla rivayet etmiştir 

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Fesevi, Ma'rife (2/320). - Fesevi, Ma'rife (2/321).

 

Ebu İdris'in Allah için birbirini sevenler konusundaki hadisi de Yezid b. Amire kanalıyla Muaz'dan işitmiş olması muhtemeldir. Doğrusunu da Allah bilir.

 

 

 

8582- Cureyri, bir adamdan bildiriyor: Muaz b. Cebel'e: "Seni Allah için seviyorum" dediğimde üç defa: "Ne söylediğine dikkat et!" karşılığını verdi ve şöyle devam etti: "Zira Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yüce Allah birbirlerini Allah için sevenleri sever. Birbirleriyle Allah için birlikte olanları sever. Birbirlerine Allah için yardım edenleri sever. Birbirlerini Allah için ziyaret edenleri sever. Birbirleriyle Allah için konuşanları sever'' buyurduğunu işittim."

 

İsnadında meçhul ravi vardır.

 

 

 

8583- İbn Aiz bildiriyor: Şurahbil b. es-Sımt, Amr b. Abese'ye: "Bana Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen içinde unutma ve yalan olmayan bir hadis aktarır mısın?" deyince, Amr: "Olur!" karşılığını verip devam etti:

"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Yüce Allah: ''Benim için birbirlerini sevenler sevgimi hak eder. Benim için birbirlerini ziyaret edenler sevgimi hak eder. Benim için birbirlerine dürüst davrananlar sevgimi hak eder. Benim için birbirlerine yardım edenler sevgimi hak eder'' buyurur. ''

 

Tahric: İsnadı zayıf olan hasen bir hadistir. Taberani, M. es-Sağir (2/116), Ahmed, Müsned (4/386), İbnu'l-Mübarek, Zühd 249-250 (716) ve İbn Ebi Dünya, İhvan (8) Bak: Münziri, et-Terğib (4/19) ve Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/279).

 

 

 

8584- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah: ''Kullarımdan öyleleri vardır ki peygamberler ve şehitler onlara gıpta eder'' buyurur" deyince; "Ey Allah'ın Resulü! Bunlar kim?" diye soruldu. "Bunlar birbirlerini mal ve soy yakınlığından dolayı değil. Allah için seven kişilerdir. Bunlar nurdan minberler üzerinde nurlu yüzleriyle otururlar. Herkesin korkuya kapildığı zamanda korkmazlar" buyurdu ve: "İyi bilin ki, Allah'ın dostları na korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir"[Yunus 62] ayetini okudu.

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Ebi Dünya, İhvan (5), İbn Cerir, Tefsir (11/132), Nesai, es-Sünenü'l-Kübra (10/448) ve Ebu Ya'la, Müsned 10/495 (6ll0) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (4/372).

 

Bu şekilde Ebu Hureyre'den rivayet edilmiştir, ancak yanlıştır. Mahfuz olanı Ebu Zür'a kanalıyla Ömer b. el-Hattab'tan mürsel olarak rivayet edilmesidir.

 

 

 

8585- Ömer b. el-Hattab der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah'ın öyle kulları vardır ki peygamber veya şehit olmamalarına rağmen Allah'a yakınlıklarından dolayı peygamberler ve şehitler onlara gıpta eder" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Bunlar kimdir? Amelleri nedir? Bunların kim olduğunu bize söyle" denilince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunlar birbirlerini mal ve soy yakınlığından dolayı değil, Allah için seven kişilerdir. Valiahi (kıyamet gününde) bunların yüzleri nur gibi parlar ve nur içinde olurlar. Herkesin korkuya kaplıdığı zamanda korkmaz, herkesin üzüleceği zamanda da üzülmezler" buyurdu ve: "İyi bilin ki, Allah'ın dostlarına korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir"[Yunus 62] ayetini okudu.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir, ancak kopuktur. Ebu Davud 3/799 (3577).

 

 

 

8586- Başka bir kanalla bir önceki hadisin aynısı rivayet edilmiştir. Fakat burada "Bunların amelleri nedir? Belki biz de onları severiz" ibaresi geçmiştir. Yine: "Nurdan minberler üzerinde olacaklardır" lafzı kullanılmıştır. 

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir, ancakkopuktur. Ebu Nuaym, Hilye (1/5).

 

 

 

8587- Ebu Eyyılb el-Ensari'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Birbirlerini (Allah için) sevenler, Arş'ın etrafında yakuttan tahtlar üzerinde otururlar" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 4/179 (3973) ve İbn Adiy, el-Kamil (4/1474) Bak: Heysemi,Mecmau'z-Zevaid (10/277).

 

 

 

8588- Ebu Malik el-Eş'arı der ki: Hz. Peygamber'in {Sallallahu aleyhi ve Sellem} yanındayken: "Yüce Allah'ın öyle kulları vardır ki bunlar peygamber ve şehit olmadıkları halde kıyamet gününde Allah'a olan yakınlıklarından dolayı peygamberler ve şehitler onlara gıpta ederler" buyurdu. Orada kenarda bulunan bir bedevi dizlerinin üzerine kalkıp kollarıyla da işaret ederek: "Ey Allah'ın Resulü! Bunların kim olduklarım bize anlatsana" deyince, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzüne bir neşe geldiğini gördüm. Sonra şöyle buyurdu: "Bunlar değişik şehirlerden, değişik kabilelerden ve farklı bölgelerden olmalarına, aralarında bir akrabalık bağı veya dünyalık bir menfaat bulunmamasına rağmen Allah için birbirlerini seven kullardır. Yüce Allah (kıyamet gününde) bunların yüzlerini nurlu kılar ve inciden minberler üzerinde oturtur. O günde insanlar endişe içinde olurken bunlar endişe taşımazlar. insanlar korku içindeyken bunlar korkmazlar. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Taberani, M. el-Kebir 3/329 (3433), Ahmed, Müsned (5/341), Abdurrezzak, Musannef 11/201-202 (20324) ve Bağavi, Şerhu's-Sünne (B/SO-Sı) Bak: İbn Kesir, Tefsir (2/438),

 

 

 

8589- Ebu Hureyre anlatıyor: Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birlikteyken bir ara: "Cennette yakuttan sütunlar, bu sütunların her birinin üzerinde de zebercetten evler olacaktır. Bu evlerin açık olan kapılarından parlak yıldızın ışığı gibi ışık saçılır" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Bu evlerde kimler oturur?" diye sorulunca: ''Allah için birbirlerini sevenler, Allah için birbirleriyle oturanlar ve Allah için birbirleriyle görüşenlerdir" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Bezzar, Müsned (4/228), Mervezi, zevaidü'z-Zühd (s. 521 -522), İbn Adiy, el-Kamil (6/2204), İbn Ebi Dünya, İhvan (11) ve Hatib, et-Tebrizi, el-Mişkat (3/1398).

 

 

Rüzbari bunu rivayet ederken: "Ey Allah'ın Resulü! Bunların içinde kimler oturur?" diye sorduğumuzda ... " lafzını kullanır ve gerisini aynı şekilde aktarır.

 

 

 

8590- Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Şu üç şey kimde bulunursa imanın tadını alır. Biri, Allah'ı ve Resulü'nü diğer bütün şeylerden daha fazla sevmesidir. Diğeri, Yüce Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra tekrar ona dönmek yerine cehenneme atılmayı tercih edebilmesidir. Bir diğeri de, kişinin birini sadece Allah rızası için sevmesidir. "

Buhari ile Müslim bunu Sahıh'te Şu'be kanalıyla rivayet ettiler.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Buhari, iman (1/11), edeb (7/83) ve Müslim, iman (68).

 

 

 

8591- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Adamın biri başka bir kasabadaki din kardeşini ziyaret etmek için yola çıktı. Yüce Allah onun yoluna bir meleği koydu. Adam meleğin yanına vardığı zaman, melek: ''Nereye gidiyorsun?'' diye sordu. Adam: ''Şu kasabada olan kardeşimi ziyarete gidiyorum'' dedi. Melek: ''Ondan beklediğin bir nimet mi var?'' diye sorunca, adam: ''Hayırf Sadece Allah için onu seviyorum'' dedi. Bunun üzerine melek ona: ''Ben, Rabbinin, o kardeşini sevdiğin gibi seni sevdiğini bildirmek üzere gönderdiği bir elçisiyim!'' dedi. "

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Hatib, Tarih (3/400, 12/376, 14/31-32), İbn Ebi Dünya, İhvan (96), Beyhaki, Adab (233), Ahmed, Müsned (2/292, 408, 462, 482, 508), Bağavi, Şerhu's-Sünne (13/52), İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 114), Veki, Zühd 2/611-612 (336) ve Hennad, Zühd 1/277 (490).

 

 

 

8592- Başka bir kanalla bir önceki hadisin aynısı rivayet edilmiş, ancak "Melek: ''Ondan beklediğin bir nimet mi var?'' diye sorunca, adam: ''Hayır! Sadece Allah için onu seviyorum'' dedi" kısmı geçmemiştir.

Müslim, Sahih'de Abdula'la b. Hammad'dan rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim, birr (38).

 

 

 

8593- Enes b. Malik bildiriyor: Adamın biri Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Filan adamı seviyorum" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu sevgini ona bildirdin mi?" diye sordu. Adam: "Hayır" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman bildir" buyurdu. Daha sonra sevdiği o adamla karşılaşınca: "Vallahi seni Allah için seviyorum" dedi. O da: "Kendisi için beni sevdiğin de (Allah da) seni sevsin" karşılığını verdi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Davud 5/344 (5125).

 

 

Abdullah b. ez-Zübeyr el-Bahili ve Umare b. Zazan da bunu Sabit'ten rivayet ederek mutabaat etmişlerdir.- Ebu Ya'la, Müsned 6/162 (3442) ve İbn Ebi Dünya, İhvan (n).

 

Hammad b. Seleme'den rivayeti konusunda ihtilaf edilmiş; bazıları bunu Hammad b. Seleme - Sabit - Habib b. Sübey'a kanalıyla bir adamdan rıvayet etmıştır. - Ebu Davud 5/343-344 (5124) ve Tirmizi 4/599-600 (2393).

 

Başkaları Hammad b. Seleme - Sabit - Habib b. Sübey'a - Haris kanalıyla bir adamdan, o da Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bildirmiştir. Başka kanalla da rivayet edenler vardır.

 

 

 

8594- İbn Ömer der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında oturmuşken adamın biri geldi, sel:im verdikten sonra çekip gitti. "Ey. Allah'ın Resulü! Ben şu adamı Allah için seviyorum" dediğimde, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sevgini bu kardeşine bildirdin mi?" diye sordu. "Hayır" dediğimde, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman bunu kardeşine bildir" buyurdu. Bunun üzerine adamın peşinden gittim. Ona yetiştiğimde: "Vallahi seni Allah için seviyorum" dedim. Adam: "Ben de seni Allah için seviyorum" karşılığını verdikten sonra ona: "Şayet Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söylemeseydi bunu sana söylemeyecektim" dedim.

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

8595- Abdullah b. Ömer'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Biriniz kardeşini sevdiği zaman bu sevgisini ona bildirsin. Bunu yaptıği zaman onda da kendisine karşı bir sevgi bulacaktır" buyurmuştur.

Ravi der ki: "Ebu Zür'a bana bu hadisi sorunca ona aktardım."

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Ebi Dünya, İhvan (74).

 

 

 

8596- Enes b. Malik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birkaç kişiyle birlikteyken oradan bir adam geçti. İçlerinden biri: "Ben bu adamı Allah için seviyorum!" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Peki sevdiğini ona da söyledin mi?" diye sorunca, adam: "Hayır!" dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O halde kalk ve ona bunu bildirI" buyurdu. Bunun üzerine adam onun yanına gitti ve sevdiğini ona bildirdi. Diğeri de: "Beni kendisi için sevdiğin zat da seni sevsin!" karşılığını verdi. Adam geri dönünce Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun ne cevap verdiğini sordu. Adam cevabını söyleyince Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sevdiklerinle beraber olacak ve beklediğin karşılığı alacaksın" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Abdurrezzak, Musannef 11/200 (20319) ve Bağavi, Şerhu's-Sünne 13/6667 (3482) Bak: Hatib, et- Tebrizi, el-Mişkat (3/1396-1397).

 

 

 

8597- İbn Mes'üd der ki: "Üç konuda yemin edebilirim ki dördüncüsü için de yemin etsem yine yeminim yerinde olurdu! Yüce Allah İslam'dan nasibi olan kişiyi İslam'dan nasibi olmayan kişiyle bir tutmaz. Yüce Allah dünyada iken yakın olduğu kişiye kıyamet gününde uzak durmaz. Bir kişi bir topluluğu sevdiği zaman kıyamet gününde onlarla birlikte huzura çıkar. Dördüncü konuya gelince bu konuda da yemin etsem yeminim yerinde çıkar. O da, Yüce Allah dünyada kulun bir ayıbını örttüğü zaman kıyamet günü de o ayıbını örtülü bırakır."

İbn Mes'üd bu şekilde söylemiştir.

 

Tahric: İsnadında kopukluk vardır. Abdurrezzak, Musannef 11/199 (20318), Bağavi, Şerhu'sSünne (13/64), Taberani, M. el-Kebir 11/176 (8800) ve Ebu Ya'la, Müsned 8/50 (4567) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (1/38).

 

 

Aynı söz Ali b. Ebi Talib'ten de rivayet edilmiştir. - Taberani, M. es-Sağir (2/40-41) Bak: Münzirl, et-Terğıb (4/27-28).

 

Başka bir kanalla aynı söz Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aktarılmıştır.

 

 

 

8598- Şeybe el-Hudari der ki: Urve b. ez-Zübeyr'n Ömer b. Abdilaziz'e, Hz. Aişe'den naklen Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu sözünü aktardığına şalıit oldum: "Üç konuda yemin edebilirim. Yüce Allah İslam'dan payı olan kişiyi İslam'dan payı olmayan kişiyle bir tutmaz. İslam'ın bu paylan da oruç, namaz ve zekattır. Yüce Allah dünyada iken himayesine aldığı kişiyi kıyamet gününde başkasının himayesine bırakmaz. Bir kişi bir topluluğu sevdiği zaman kıyamet gününde onlarla birlikte huzura çıkar. Dördüncüsü de var ki bu konuda da yemin etsem sanırım yeminim yerinde olur. O da Yüce Allah dünyada kulun bir ayıbını örttüğü zaman kıyamet günü de o ayıbını örtülü bırakır. "

Ömer b. Abdilaziz bunu duyunca: "Urve'nin Aişe'den naklen rivayet ettiği bu hadisi ben de işittim" dedi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Nesai, es-Sünenü'l-Kübra (12/8), Ahmed, Müsned (6/145, 160), Ebu Ya'la, Müsned 8/49-50 (4566), Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (3/50-51), Hakim, Müstedrek (4/384), Ebu Nuaym, Ahbaru Isbehan (1/268) Bak: Münziri, et-Terğib (4/28).

 

 

 

8599- Ali b. Assam der ki: Adamın biri İbn Vasi'ye: "Seni Allah için seviyorum" deyince, İbn Vasi': "Allahım! Senin için sevilirken senin bana öfkeli olmandan sana sığınırım" karşılığını verdi.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (2/348-349).

 

 

 

8600- Ebu Umame'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Kişi birini Allah rızası için sevdiği zaman Rabbine değer vermiş olur" buyurmuştur. 

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (5/259) ve İbn Ebi Dünya, İhvan (20) Bak: Hatib, et-Tebrizl, el-Mişkat (3/1397).

 

 

 

8601- Ebu Umame'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kişi bir kulu Allah için sevdiği zaman Yüce Allah'a değer vermiş olur. Yaşlı bir müslümana. adil yöneticiye ve Kur'an hafızı olup onda aşırıya kaçmayan, çok da uzak durmayan ve onunla mal elde etmeye çalışmayan kişilere değer vermek de, Allah'a değer vermenin göstergelerindendir. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Davud 5/174 (4843).

 

 

 

8602- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "imanın tadına varmak isteyen kişi birini sevecekse sadece Allah için sevsin" buyurmuştur. 

 

Tahric: İsnadı hasendir. Tayalisi, Müsned (s. 326), Ahmed, Müsned (2/520), İbnu'l-Ca' dı Müsned (2/nı-n2), Bağavi, Şerhu's-Sünne 13/52-53 (3467) ve Hakim, Müstedrek (1/3).

 

 

 

8603- Başka bir kanalla bir önceki hadisin aynısı "imanın lezzetine" lafzı yla bildirilmiştir. 

 

Tahric: İsnadı hasendir. Bezzar, Müsned (1/50) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (1/90).

 

 

 

8604- Ebu Eureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "imanın hakikatine ermek isteyen kişi. birini sevecekse sadece Allah için sevsin" buyurmuştur. 

 

Tahric: İsnadı hasendir. Hakim, Müstedrek (1/3).

 

 

 

8605- Ebu Umame el-Bahili'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah için seven. Allah için öfke duyan, bir şeyi Allah için veren ve Allah için bir şeyi vermekten geri duran kişinin imanı kemale ermiş demektir. (Kıyamet gününde) bana en yakın olanlarınız, ahlakı en iyi olanlarınızdır. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Davud 5/60 (4681).

 

 

 

8606- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Biri doğudan, biri de batıdan iki kişi Allah için birbirlerini sevdikleri zaman Yüce Allah kıyamet gününde onları bir araya getirir ve her birine: ''Kendisini benim için sevdiğin kişi işte budur'' buyurur.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Hatib, et-Tebrizi, el-Mişkat (3/1398).

 

 

 

8607- İbn Ömer der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) etrafıma bakındığımı görünce: "Neye bakmıyorsun?" diye sordu. "Bir adamı sevdim" dediğimde:

"Birini sevdiğin zaman hem kendi adını, hem de babasının adını sorup öğren. Bu şekilde o bulunmadığı zamanlarda geride bıraktıklarına göz kulak olur, hasta olduğunda ziyaretine gider, öldüğünde de cenazesine katılırsm" buyurdu.

Mesleme b. Ali bunu UbeyduIlah'tan rivayette tek kalmıştır ve rivayette güçlü biri değildir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Tirmizi, zühd (4/599).

 

 

 

8608- Ebu Rezın bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana şöyle buyurdu: "Ey Ebu Rezın! Yapman halinde dünya ve ahiret hayırlarını elde edeceğin şeyin ne olduğunu sana söyleyeyim mi? Allah'ın zikredildiği meclislerde bulunmaya çalış. Yalnız başına kaldığın zaman da elinden geldiği kadarıyla dilinle Allah'ı zikret. Allah için sev ve Allah için nefret et. Ey Ebu Rezın! Kardeşini ziyaret etmek için evinden çıkan bir kişiye yetmiş bin meleğin eşlik ettiğini. hepsinin ona dualar eder ve: ''Allahım! Bu, senin için kardeşini ziyaret ediyor, sen de ona yakın dur'' derler. Elinden geldiği kadarıyla da bu yolda bütün bedenini kullanmaya çalış. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Bak: Hatib et- Tebrizi, el-Mişkat (3/1398).

 

 

 

8609- Hz. Ali'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kardeşini sadece Allah için, Allah'ın vaad ettiği ve katındaki şeyleri elde etmek gayesiyle ziyarete giden kişiye yetmiş bin melek tahsis edilir. Melekler de kişi evine geri dönene kadar arkasından: ''Güzel bir şey yaptın, cennet de sana hayırlı olsun'' deyip dururlar. ''

Ebu Hamza bunu Ebu İshak'tan rivayette tek kalmıştır.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (2/520).

 

 

 

8610- Osman b. Ebi Sevde der ki: Ebu Hureyre'nin bir değil, iki değil birçok defa şöyle dediğini işittim: "Allah için hasta birini veya bir kardeşini ziyaret eden kişiye semadan bir münadi: ''Güzel bir şey yapıp hayırlı adımlar attın ve cennette kendine bir yer hazırladın'' diye seslenir.''

Mevkuf bir hadistir.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8611- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kişi müslüman kardeşini normal veya hastayken ziyaret ettiği zaman Yüce Allah ona: ''Güzel bir şey yapıp hayırlı adımlar attın ve cennette kendine bir yer hazırladın'' buyurur. ''

Yusuf b. Yakub es-Sedusi de bu şekilde Ebu Sinan'dan rivayet etmiştir. - Tirmizi 4/365 (2008).

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (2/244, 326, 354, 356), Bağavi, Şerhu's-Sünne (13/58), İbn Ebi Dünya, İhvan (97), İbnu'l-Mübarek, Zühd 246 (708) ve Buhari, el-Edebu'l-Müfred (345).

 

 

 

8612- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "içinizden kimlerin cennete gireceğini sizlere söyleyeyim mi? Peygamber cennette olacaktır. Sıddik olanlar cennette olacaktır. Şehitler cennette olacaktır, Bebekken ölenler cennette olacaktır, Şehrin diğer uzundaki din kardeşini sadece Allah rızası için ziyaret eden kişi cennette olacaktır.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Ebi Dünya, İhvan (102), Ebu Nuaym, Hilye (4/303) ve Taberani, M. el-Kebir 19/140 (307), M. el-Evsat2/441-442 (1764) ile M. es-Sağir (1/46).

 

Ebu Ubeyde der ki: "Başkası bunu Halef b. Halife'den rivayet etmiş ve Eban el-Muktib'i zikretmemiştir. Şayet bunu ezberinden rivayet etmişse çok garib (tek kanallı) bir hadistir."

 

 

 

8613- Selman der ki: "Dürüst olan tüccar kıyamet gününde Yüce Allah'ın Arş'ının gölgesinde duracak olan yedi kişiden biridir. Bu yedi kişiden biri adil olan yöneticidir. Diğeri, asil ve güzel bir kadın tarafından ilişki için davet edilen ancak: ''Ben alemlerin Rabbi Allah'tan korkarım!'' karşılığını veren kişidir. Diğeri, yanında Yüce Allah'ın adı anıldığı zaman gözleri yaşaran kişidir. Diğeri, mescitleri çok seven ve kalbi mescitlere bağlı olan kişidir. Diğeri, sağ elinin verdiğini sol eli bilemeyecek şekilde sadakasını gizlice veren kişidir. Diğeri, karşılaştıkları zaman her biri diğerine: ''Seni Allah için seni seviyorum'' diyen ve bu şekilde ayrılan kişilerdir. Bir diğeri de, küçüklüğünden beri hayırlar içinde yetişip büyüyen kişidir."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdurrezzak, Musannef 11/201 (20322).

 

 

 

8614- İbn Mes'ud der ki: "Kişinin din kardeşini sadece Allah için sevmesi imandandır."

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Taberani, M. el-Kebir 9/193 (8860), Abdurrezzak, Musannef 11/201 . (20323) ve İbn Ebi Dünya, İhvan (15).

 

 

 

8615- Fudayl b. Gazvan ed-Dabbi der ki: Ebu İshak es-Sebii benimle karşılaşınca: "ValIahi seni seviyorum ve utanmasam seni öperdim" dedi ve şöyle devam etti: "Ebu'l-Ahvas'ın Abdullah b. Mes'ud'dan bildirdiğine göre "Sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onların gönüllerini birleştiremezdin, fakat Allah onların aralarını bulup kaynaştırdı. Çünkü O, mutlak galiptir, hikmet sahibidir''[Enfal 63] ayeti Allah için birbirlerini sevenler hakkında nazil olmuştur.''

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Nesai, es-Sünenü'l-Kübra (7/129), İbn Cerir, Tefsir (10/36, 37), Hakim, Müstedrek (2/329) ve İbnu'l-Mübarek, Zühd (s. 124).

 

Lafız Hafs'ın lafzıdır. Muhammed b. Fudayl da bunu babasından rivayet ederek mutabaat etmiştir. -  İbn Ebi Dünya, İhvan (14) ve Hakim, Müstedrek (2/329). Bak: Suyuti, ed-Dürrü'lMensur (4/100)

 

 

 

8616- İbn Abbas der ki: "Akrabalık bağları kesilebilir, yapılan iyiliğe nankörlük edilebilir. Ancak kalplerin kaynaşması gibi değerli bir şey göremiyoruz."

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Buhari, el-Edebu'l-Müfred (262) ve İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 64).

 

İbn Tavus, bunu babasından rivayet ederken: "Sonrasında İbn Abbas ''Sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onların gönüllerini birleştiremezdin, fakat Allah onların aralarını bulup kaynaştırdı''[Enfal 63] ayetini okudu" eklemesini yapar. - İbnu'l-Mübarek, Zühd 123 (20233) ve Hakim, Müstedrek (2/329) Bak: Suyuti, edDürrü'l-Mensur (4/100).

 

 

 

8617- İbn Abbas der kI: "Akrabalık bağları kesilebilir, yapılan iyiliğe nankörlük edilebilir. Ancak kalplerin kaynaşması gibi değerli bir şey göremiyoruz. Yüce Allah bu konuda: "Sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onların gönüllerini birleştiremezdin, fakat Allah onların aralarını bulup kaynaştırdı"[Enfal 63] buyurur. Bu, şiirlere de konu olmuştur. Şair şöyleder: "Akraba saydığın ve yakınım dediğin

Seni aldatıp yüz çeviriyorsa akraban değildir

Akraban sen çağırınca gelendir

Ve düşmanına karşı sana destek verendir."

 

Başka biri de şöyle demiştir: "insanlarla dost oldum hep onları denedim Çok olaylar yaşadım, ne çok dersler çıkardım Bağı gözetmeyene akrabalık kar etmez

En sağlam akrabalık sevgiyle olan imiş.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (4/100).

 

Beyhaki der ki: "Bunu bu şekilde ibn Abbas'ın sözü olarak buldum. Ancak "Bu, şiirlere de konu olmuştur" kısmının ibn Abbas'a mı yoksa diğer ravilerden birine mi ait olduğunu bilmiyorum."

 

 

 

8618- İlyas b. Seleme el-Müeddib der ki: Ebu Rifa'a Ahmed b. Muhammed b. Nadr, Cafer b. Yahya el-Bermeki'ye şöyle bir mektup yazdı: "Sonrasına gelince, cömertlik bazen kişiye akrabalık bağından daha çok fayda getirir. Zira cömert olan kişinin sana yakın akrabalarından daha çok faydası dokunabilir. Uzak olsa cömert olanın iyiliklerinin sana nasıl ulaştığını, akraban olsa dahi cimri olan kişinin sana faydasının dokunmadığını görmüyor musun? Cömertlik, cömertlerin başkalarına karşı her dem canlı tuttukları, kendisiyle iyilik ve ilisanda bulundukları bir bağdır. En sağlam ve kişiyi diğerine en yakın tutan bağdır. Akrabalık da kişileri birbirine yakınlaştırdığı için bir değere sahiptir. Sana en yakın insanlar sana en fazla yakınlık gösteren insanlardır. Bundan dolayıdır ki şöyle derim: " insanlarla dost oldum, hep onları denedim Çok olaylar yaşadım, ne çok dersler çıkardım Bağı gözetmeyene akrabalık kar etmez

En sağlam akrabalık sevgiyle olan imiş."

 

 

 

8619- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre ResuluHah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Ruhlar, bir araya getirilmiş değişik topluluklardır. Onlardan birbirlerine yakınlık duyanlar kolayca birlikte olup anlaşırlar. Birbirlerine yakınlık duymayanlar da ayrı durup anlaşamazlar. ''

 

Buhari, Sahih'de "Yahya b. Eyyüb şöyle dedi" ifadesiyle ve Müslim, Ebu Hureyre'den rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Buhari, enbiya (4/104). - Müslimı birr (159-160).

 

 

 

8620- İbn Mes'üd der ki: "Ruhlar, bir araya getirilmiş değişik topluluklardır. Karşılaştıklarında atların koklaşması gibi birbirlerini koklarlar. Onlardan birbirlerine yakınlık duyanlar kolayca birlikte olup anlaşırlar. Birbirlerine yakınlık duymayanlar da ayrı durup anlaşamazlar. Mümin biri, yüz kişinin bulunduğu bir mescide gelse ve içlerinden sadece bir tane mümin bulunsa gelir o mümini bulup yanında oturur. Bir münafık da yüz kişinin bulunduğu bir mescide gelse ve içlerinden sadece bir tanesi münafık olsa gelir o münafığı bulup yanında oturur."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu'ş-Şeyh, Emsal (103, 108) ve Taberani, M. el-Kebir 10/283 (10557).

 

 

 

8621 - Amre binti Abdirrahman bildiriyor: Mekke ahalisinden kadınları güldüren bir kadın vardı ve müminlerin annesi Aişe'nin yanına girip çıkardı. Medine'de de böylesi bir kadın vardı. Mekkeli kadın bir defasında Medine'ye geldiğinde Medineli bu kadınla karşılaştı ve birlikte Aişe'nin yanına girdiler. Aişe ikisini birlikte görünce birine: "Sen bu kadını tanıyor muydun?" diye sorunca, kadın: "Hayır! Ama karşılaştığımızda tanıştık" karşılığını verdi. Bunun üzerine Aişe şöyle dedi: "Doğru söylüyorsun! Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ruhlar, bir araya getirilmiş değişik topluluklardır. Onlardan birbirlerine yakınlık duyanlar kolayca birlikte olup anlaşırlar. Birbirlerine yakınlık duymayanlar da ayn durup anlaşamazlar'' buyurduğunu işittim."

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Ebi Dünya, İhvan (78) Bak: Sehavi, Mekasidu'l- Hasene (s. 51).

 

 

 

8622- Esma b. Ubeyd der ki: Hasan(-ı Basri)'nin: "Annenin doğurmadığı nice kişi kardeşin olur" dediğini işittim. 

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. İbn Ebi Dünya, İhvan (82) ve Haraiti, el-Münteka min Mekarimi'lahlak (486) Bak: İbn Abdirabbih, İkdu'l-Ferid (2/314).

 

 

 

8623- İbn Mes'ud der ki: "Kişinin kalbinde sana karşı ne hissettiğine değil, senin kalbinde ona karşı ne hissettiğine bak. Zira sen ona karşı kalbinde ne hissediyorsan, o da aynısını hissedecektir."

 

Isnadında kopukluk vardır.

 

 

 

8624- Bişr b. el-H aris der ki: Adamın biri Yahya b. Kesir'e: "Seni seviyorum" deyince, Yahya: "Bunu sana karşı olan sevgimden biliyorum" karşılığını verdi.

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

8625- Bişr (b. el-H aris ) der ki: İbn Abbas: "Filan kişi beni seviyor" dedi.

Ona: "Nereden biliyorsun?" diye sorulunca: "çünkü ben onu seviyorum" dedi.

 

Tahric: İsnadında kopukluk vardır. İbn Ebi Dünya, İhvan (75) ve İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 108).

 

 

 

8626- Velid b. Utbe der ki: Kardeşlerimden biri bana yazdığı mektupta şöyle dedi: "Kardeşim! Sonrasına gelince, Ali b. Ebi Talib: ''Tamahtan uzak olmadıktan sonra her türlü kardeşlik bitmeye mahkumdur'' demiştir."

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8627- Ebu Vail: "Allah için seven kişinin bu sevgisi bitmez. Dünyalık bir şey için seven kişinin ise bu sevgisi geçicidir ve bitmesi uzun sürmez" dedi.

Bu konuda yine kitabımda bulunan bir sonraki rivayet vaidır.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8628- Muaz b. Cebel bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ahir zamanda dıştan kardeş. içten düşman olan topluluklar çıkar" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Bu nasıl olur?" diye sorulunca: "Birbirlerine yaranma ve birbirlerinden çekinme duygusuyla olur" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ahmed, Müsned (5/235) ve DeyIemi, Müsnedü'l-Firdevs 5/452 (8713).

 

 

 

8629- Ebu'l-Abbas ed-Dağuli der ki: Muhammed b. Ebi Hatim elMuzafferi'nin şöyle dediğini işittim: "Bir şeyler elde etmek için arkadaşın olanın şerrinden sakın! Zira bu şeyler kesildiği zaman hiçbir mazeret kabul etmez ve hakkında söylenecek hiçbir şeyi umursamaz."

 

 

 

8630- Katade'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah için birbirlerini seven iki kişi içinde sevabı daha fazla olan kişi, diğerini daha fazla seven kişidir" buyurmuştur.

Mürsel bir hadistir. Bir sonraki rivayette mevsul olarak gelecektir.

 

Tahric: Ravileri sika olan mürsel bir hadistir. Abdurrezzak, Musannef 11/203 (20326).

 

 

 

8631 - Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "A Ilah için birbirlerini seven iki adam arasında daha üstün olani, diğerini daha çok sevendir" buyurmuştur. 

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbnu'l-Ca'd, Müsned 2/1124-1125 (3313), Ebu Ya'la, Müsned 6/143 (3419), Hatib, Tarıh (11/341), Buhari, el-Edebu'l-Müfred (544), Bağavi, Şerhu's-Sünne (13/52), Bezzar, Müsned (4/231), Ebu Nuaym, Ahbaru Isbehan (1/297) ve Hakim, Müstedrek (4/171).

 

 

Ferra ise bunu Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Birbirini Allah için seven iki kişiden ... " lafzıyla rivayet etmiştir.

Abdullah b. ez-Zübeyr el-Bahili bunu Sabit kanalıyla Enes'ten rivayet ederek mutabaat etmiştir. - Taberani, M. el-Evsat 3/426 (2920) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/276).

 

 

 

8632- Gaylan b. Cer'ir der ki: Mutarrif: "Allah için birbirlerini seven iki adam arasında daha üstün olanı, diğerini daha çok sevendir" dedi. Bunu Hasan'a zikrettiğimde: "Mutarrif doğru söylemiş" dedi.

 

Mutarrif yine şöyle dedi: Ben Mez'ür'u onun beni sevdiğinden daha çok severken nasıl benden daha üstün olduğunu sorardım. Savaş için Şam'a çıkma emri verildiği zaman başımıza Mez'ür getirildi. Mez'ür benimle karşılaşınca bineğimin dizginlerinden tuttu. Ne zaman yola koyulmak isteydiysem Mez'ür beni yerimde tuttu. Ona: "Yolumuz çok uzun!" dememe rağmen yine yola çıkmama engel oldu. Ona: "Allah için beni bırakmanı istiyorum! Neden gitmeme engel oluyorsun?" diyerek Allah için beni bırakmasını istediğimde zar zor işitebileceğim bir şekilde "Allah'a yemin olsun ki senin için" dedi. Diğer gün sabah bana: "Mez'ur'un, senin yerine kendi kardeşini götürdüğünden haberin var mı?" dediler. İşte o zaman onun beni, benim onu sevdiğimden daha fazla sevdiğini anladım.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Fesevi, Ma'rife (2/90-91).

 

 

 

8633- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyuruyor ki: "Yüce Allah: ''Yeryüzü ahalisine azap vermeye niyetlenirim, ancak evlerimi ihya edenleri, benim için birbirlerini sevenleri, seher vakitleri benden mağfiret dileyenleri gördüğümde bundan vazgeçerim'' buyuruyor. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (4/1379) Bak: Suyuti, ed-Dürrü'I-Mensur (4/140).

 

 

 

8634- Ma'mer'in Kureyşli bir adamdan bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah: ''En sevdiğim kullarım, birbirlerini benim için seven, mescidlerimi ihya eden ve seher vakitlerinde benden mağfiret dileyen kullarımdır. işte yarattıklarıma azap etmeyi düşündüğüm zaman bunlar aklıma gelir ve bu azaptan vazgeçerim'' buyuruyor ... 

 

Tahric: İsnadında meçhul ravi vardır. Abdurrezzak, Musannef 11/204 (20329) Bak: Suyuti, edDürrü'I-Mensur (4/140).

 

 

 

8635- Ma'mer, Kureyşli bir adamdan bildiriyor: "Rabbimiz! Senin gerçek ahalin kimlerdir?" diye sorulunca Yüce Allah şu karşılığı verdi: "Birbirlerini benim için sevenlerdir. Ben anıldığım zaman benden dolayı anılan, onlar anıldığı zaman da onlardan dolayı benim anıldığım kişilerdir. Onlar kartalların yuvasına yönelmesi gibi bana yönelen, kutsallarımın çiğnendiğini gördükleri zaman sıkıştırılan kaplanın öfkelenmesi gibi öfkeye kapılan kişilerdir."

 

Tahric: İsnadında meçhul ravi vardır. Abdurrezzak, Musannef 11/202-203 (20325), İbnu'lMübarek, Zühd 71-72 (216) ve Ahmed, Zühd (s. 74-75).

 

 

 

8636- Said b. el-Müseyyeb'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah'a imandan sonra kişinin yapacağı en akıllıca iş, insanlara sevgiyle muamele etmektir. Kişi istişare etmekten geri durmamalıdır. Dünyada iyilik yapanlar, ahirette iyilik bulacaklardır. Dünyada kötülük yapanlar da ahirette kötülük bulacaklardır ... 

Mahfuz olanı bu şekilde mürsel alanıdır.

 

Tahric: İsnadı zayıf mürsel bir hadistir. Haraiti, el-Münteka min Mekarimi'l-ahlak (478), Hatib, Tarih (14/125) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra (10/109).

 

 

 

8637- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah'a imandan sonra kişinin yapacağı en akıllıca iş, insanlara sevgiyle muamele etmektir" buyurmuştur.

İsnadında zayıflık vardır.

 

Tahric: Bezzar, Müsned (2/397), İbn Ebi Dünya, İhvan (140), İbn Adiy, el-Kamil (5/1987) ve Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/17).

 

 

 

8638- Enes der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müslümanlardan iki kişiyi kardeşleştirdiği zaman bunlardan her biri kardeşini göremediği için sabahı zor ederdi. Diğer gün de kardeşiyle karşılaştığında sevgi ve güler yüzle onu karşılar ve: "Seni görmeyeli nasılsın?" diye sorardı. Diğer müslümanlara gelince de kişinin müslüman kardeşinin ne durumda olduğunu bilmediği ard arda üç gün dahi olmazdı."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Ya'la, Müsned 6/85 (3338) Bak: Heysemi, Mecmau'z-zevaid (8/174) ve İbn Hacer, Metalibu'l-Aliye 3/8 (2725).

 

 

Ebu Abdillah'ın rivayeti ise şöyledir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müslümanlardan bazılarını kardeşleştirdiği zaman bunlardan her biri kardeşini göremediği için sabahı zor ederdi. Diğer gün de bu kardeşini sevgi ve güler yüzle karşılardı. Diğer müslümanlara gelince de kişinin müslüman kardeşinin ne durumda olduğunu bilmediği ard arda üç gün dahi olmazdı."

 

 

 

8639- Darimi der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından iki kişi karşılaştıktan sonra ayrılmak istedikleri zaman biri diğerine Asr Süresi'ni okur, sonra da biri diğerine selam verip öyle ayrılırlardı.''

Başka bir kanalla bunun aynısı rivayet edilmiştir.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ebu Davud, Zühd (409) Bak: İbn Hacer, el-İsabe (2/289), İbnu'l-Esir, Üsdü'l-Gabe (3/214) ve Heysemi, Mecmau'z-zevaid (10/233).

 

 

 

8640- Sunabilıi bildiriyor: Ebu Bekr es-Sıddik'in: "Kişinin Allah için sevdiği kardeşine ettiği dua kabul edilir" dediğini işittim.

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbnu'l-Mübarekı Cihad 181 (216) ve Buhari, el-Edebu'l-Müfred (624).

 

 

 

8641- Abdullah b. Ömer bildiriyor: Ömer b. el-Hattab umre için Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) izin isteyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gitmesine izin verdi ve: "Kardeşim! Dualarına bizi de ortak eti Dualarında bizi unutmaı" buyurdu.

Kitabımda bu şekilde "Kardeşim" lafzıyla buldum.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Davud 2/169 (1498), Tirmizi 5/559 (3562) ve İbn Mace 2/966 (2894).

 

 

 

8642- Ebu Derda der ki: "Secdede iken hem kendi isimlerini, hem de babalarının isimlerini tek tek sayarak otuz tane kardeşime dua ediyorum.''

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (2/441).

 

 

 

8643- Derda'nın kocası Safvan b. Abdillah b. Safvan der ki: Şam'a geldiğimde Ebu Derda'nın yanına gittim, ama onu evde bulamadım. Ümmü'd-Derda'yı gördüğümde bana: "Bu sene hac yapacak mısın?" diye sordu. "Evet" karşılığını verdiğimde Ümmü'd-Derda şöyle dedi: "Bize hayır dua et. Zira Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Müslümanın, Müslüman kardeşine gıyabında yaptığı dua kabul edilir. Dua edenin başında görevli bir melek bulunur ve bu kişinin her hayır duasında: ''Amin, Allah sana da aynısını versin'' der'' buyurmuştur."

 

Çarşıya çıkıp Ebu Derda'yla karşılaştığımda, o da bana Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aynı hadisi nakletti.

Müslim, Sahih'te rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim, zikr (88).

 

 

 

8644- Bistam b. Müslim der ki: Muaviye b. Murre'nin (babasından mı yoksa Lokman'dan mı naklen bunu söylediğini bilmiyorum) şöyle dediğini işittim: "Evladım! Allah'ın salih kullarıyla birlikte ol ki onlarla oturmayla hayırlar elde edersin. Belki de sen de içlerindeyken onlara rahmet iner, sen de onlarla birlikte ondan nasibini alırsın.''

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (2/301) ve Ahmed, Zühd (s. 106).

 

 

 

8645- Ebu Derda der ki: "İçinizden hayırlı olan kişileri sevdiğiniz, içinizde hak olan şeylerin söylenip onu kabul ettiğiniz sürece hayır üzerinde kalırsınız. Zira hak olan şeyi kabul eden kişi de onu yapmış gibidir."

 

Tahric: İsnadında durumu meçhul ravi vardır. Ebu Nuaym, Ahbaru Isbehan (2/97).

 

 

 

8646- Halef b. Temim der ki: Süfyan es-Sevri'nin: "Kalbimin Mekke ve Medine'de garip, yoksul ve mahrum kişilerin arasında rahat ettiğini gördüm" dediğini işittim. 

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

8647- Vehb b. Münebbih der ki: "Elinden geldiği kadarıyla kardeşlerini çok tut. Zira onlardan uzak durduğun zaman sana zararları dokunmaz, onlara muhtaç olduğun zaman da sana fayda verirler.''

 

lsnadında kopukluk vardır.

 

 

 

8648- Abdulkerim der ki: Hasan(-ı Basri)'nin: "Bin kişinin dostluğunu bir kişinin düşmanlığı karşılığında satın alma" dediğini işittim.

 

Tahric: İsnadında meçhul ravi vardır. İbn Hibhan, Ravdatu'l-Ukala (s. 94).

 

 

 

8649- Kadı Ebu Bekr b. Kamil bildiriyor: Ubeydullah b. İbrahim en-

Nahvi bana Halil b. Ahmed'e ait olan şu beyitleri okudu:

"Elinden geldiğinde, çok kardeş edin

Hem sırdaşm, hem istediğinde yardımcm olurlar t\klı başında biri için bin dost az iken

Tek bir düşman bile çok sayılır.''

 

Tahric: İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 94).

 

 

 

8650- Ahmed b. Yahya Sa'leb der ki: Abdullah b. Şebib: "Dostların bir araya gelmesinin dertleri azalttığı söylenirdi" dedi ve şu beyitleri okudu:

"Tat veren bir şey kalmadı

akıllı kişilerin sohbetinden başka

Biz bunları az olarak görürdük Meğer azdan da daha azlarmış." 

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8651 - Esed b. Said der ki: (İmam) Şafii'nin: "Kardeşlerin sohbetinin verdiği huzur, dostların ayrılığının sebep olduğu üzüntü gibisi yoktur" dediğini işittim.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8652- Vaiz Ebu Osman Said b. İsmail der ki: "Üç şey, Allah için sevmenin göstergelerindendir. Biri, aradaki sevginin saf olması için bir şeyleri infak etmektir. Diğeri, sevilen kardeşin istediği için kişinin kendi istediğinden vazgeçmesidir. Bir diğeri de, aradaki bağın sağlam olması için kardeşin sevdiği ve sevmediği şeyleri dikkate alıp bu yönde kişinin elinden gelen gayreti göstermesidir."

 

 

 

8653- Mücahid der ki: İbn Ömer'e Mekke'den Medine'ye kadar yoldaşlık ettim. Bu yolculuk sırasında da Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen sadece şu hadisi rivayet ettiğini işittim: "Mümin hurma ağacına benzer. Arkadaş! olursan sana fayda verir. Bir konuda onunla istişare etsen sana fayda verir. Onunla oturduğun zaman da sana fayda verir. Her haliyle sana faydası dokunur. Hurma ağacı da aynı şekilde her şeyiyle sana fayda verir ...

 

Aynı isnadla Leys'in şöyle dediği zikredilir: "Bu hadisi Mücahid'in İbn Ömer'den naklen zikrettiğini işittim. Ancak Muhammed b. Tarık bana İbn Ömer'in bunu Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen aktardığını söyledi."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu'ş-Şeyh, Emsal (353), Taberani, M. el-Kebir 12/418 (13541) ve Ebu Nuayın, Hilye (8/129).

 

 

 

8654- Mücahid der ki: "Mümin kişi kardeşinden hiçbir konuda istifade etmese bile ondan utanıp çekindiğinden dolayı günah işlemekten çekinir.''

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8655- Evzai der ki: Bilal b. Sa'd'ın şöyle dediğini işittim: "Her karşılaştığın zaman Yüce Allah'tan nasibini sana hatırlatan bir kardeş, senin ıçın, her karşılaştığında avucuna bir dinar bırakan kardeşten daha hayırlıdır."

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. İbn Ebi Dünya, İhvan (85), Mervezi, Zevaidü'z-Zühd (s. 167), Ahmed, Zühd (s. 385), Ebu Nuaym, Hilye (5/225) ve İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (4/218).

 

 

 

8656- Ebu'l-Hasan Muhammed b. İsmail el-Alevi der ki: Cafer b. Muhammed b. Nusayr'ın şöyle dediğini işittim: "Cahilin sana yumuşak davranması sonunda sende gurura sebep olur. Alimin seni azarlaması ise sonunda sana sevinci getirir."

 

 

 

8657- Abdullah b. Busr der ki: "Denilirdi ki, yirmi veya daha az veya daha fazla kişinin bulunduğu bir toplulukta bulunup da yüzlerine baktığın zaman Yüce Allah için kendisine saygı gösterilecek tek bir kişi bulamazsan bil ki din zayıflamış demektir."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (4/188) ve İbn Asakir, Tarihu Dimaşk (7/312).

 

 

 

8658- Ezher b. Abdillah el-Havari bildiriyor: Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından Abdullah b. Busr'un şöyle dediğini işittim: "Yirmi veya daha az veya daha fazla kişi bir araya gelip de içlerinde Yüce Allah için kendisine saygı gösterilecek tek bir kişi bulunmazsa din zayıflamış demektir, denildiğini işitirdik."

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

8659- Ebu Süleyman der ki: "Gerçek kardeş henüz sana bir şey demeden onu görmenle sana öğüdünü verebilen kişidir. Bazen lrak'taki kardeşlerimden birini sadece görmemle bir ay boyunca amel ederdim."

 

 

 

8660- Üstad Ebu Ali el-Verrak der ki: "Görünüşü sana öğüt vermeyen kişinin konuşması sana öğüt verecek değildir.''

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (10/359-360).

 

 

 

8661- Ebu Abdirrahman es-Sülemi der ki: Dedemin: "Görünüşüyle seni doğru yola yönlendirmeyen kişi bil ki, güzel ahlak sahibi değildir" dediğini işittim.

 

 

 

8662- İbnu'l-A'rabi der ki: "Hayayı, kendilerinden haya edilen kişilerle oturarak ihya edin, denilirdi."

 

 

 

8663- Ebu Bekr el-Hecemi el-Basri der ki: Adamın biri Sehl b. Abdillah'a: "Ey Ebu Muhammed! Kiminle oturmamı tavsiye edersin?" diye sorunca, Sehl: "Diliyle değil de davranışlarıyla seninle konuşan kişilerle otur" dedi.

 

 

 

8664- Hasan( -ı Basri) der ki: "İnsanlar, birbirlerinden (akıl ve amel bakımından) farklı oldukları sürece hayır üzere kalırlar. Ancak hepsi bir ve aynı olduğu zaman helak oldular demektir."

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

62. Şube: Selam’a karşılık vermek